
İkinci kilometre taşı olarak belirlediğim 100 bin Dolar sınırını bugün itibarıyla geçtim. İlk kilometre taşı olarak belirlediğim 50 bin dolar hedefine de 2020 yılı Temmuz ayında ulaşmıştım. Ayrıntısını merak eden okurlarım burayı tıklayıp göz atabilir. O günden bu yana yaklaşık üç yıl geçmiş. İlk hedefime de üç yılda ulaşmıştım. Böylece, sıfırdan 100 bin dolarlık portföy büyüklüğüne altı yılda ulaşmış oldum. Bir bordro mahkumu olarak bu portföyü maaştan artırdığım kişisel tasarruflarla ulaştım. Aileden gelen bir varlık transferi yok. Tabi ki kolay olmadı.
Portföy dağılımı
İlk kilometre taşıma ulaştığımı belirttiğim yazıda portföy dağılımını da yer vermişim. O zaman adet yerini bulsun kabilinden bugün itibarıyla mevcut portföy dağılımını da sizinle paylaşayım. Bu arada bugün itibarıyla finansal bağımsızlık portföy büyüklüğüm 101 bin dolar civarında. Varlık dağılımı ise aşağıdaki pay grafiğinde görebilirsiniz. Buna göre S&P 500 (VUSD) %28,1‘lik payla ilk sırada yer alıyor. İkinci sırayı %26,6’lık payıyla uzun vadeli ABD Hazine tahvilleri (IDTL) alıyor. Üçüncü sırada %21,8’lik payıyla nakit (ABD Doları) var. Bu kadar yüksek miktarda nakit tutmamın nedeni S&P 500’de olası bir sert düşüşten yararlanmaktı. Ama şu ana kadar bu olasılık gerçekleşmedi. 🙂 Dördüncü sırada ise %16,9’luk payla Türk Hazinesi’nin çıkardığı Eurobondlar yer alıyor. Beşinci sırada %3,9’lık payla Eurobondlar’ı ikame etmeye başladığım yüksek getirili şirket tahvilleri fonu (HYUP) var. Bu fonun şu anki nakit dağıtım oranı %7,7. Aylık bazda ödeme yapılıyor. Son olarak elimde gelişmekte olan ülke hisse senetlerine yatırım yapan fon (VDEM) var.

Tasarruf oranı mı getiri mi?
Bu portföy büyüklüğüne esas olarak tasarruf oranı ile ulaştım. Getiri oranı, portföy büyüklüğünüz belli bir eşik değeri aştığında daha önemli hale geliyor. Henüz okumadıysanız tasarruf oranının finansal bağımsızlık açısından önemini anlattığım şu yazıya bir göz atın. Yüksek tasarruf oranı tutturmak için harcanabilir gelir düzeyinizin ve tasarruf eğiliminizin yüksek olması lazım. Peki elde ettiğim getiri oranı bu portföy büyüklüğüne ulaşmam da ne kadarlık bir rol oynadı? Bu soruya net bir cevap veremem çünkü sürekli detaylı hesap kitap yapmıyorum. Ama bir tahmin etmem gerekirse dolar bazında yıllık %7-%9 aralığında bir getiri elde etmiş olabilirim.
Eşik değer ne kadar?
Warren Buffet’ın kankası Charlie Munger’in ilk 100 bin dolar hakkındaki meşhur sözünü hatırlıyorsunuzdur: “It’s a bitch, but you gotta do it. I don’t care what you have to do — if it means walking everywhere and not eating anything that wasn’t purchased with a coupon, find a way to get your hands on $100,000. After that, you can ease off the gas a little bit.” Bu sözleri Türkçe’ye şöyle çevirebiliriz: “Zor ama yapmalısın. Ne yapmanız gerektiği umurumda değil – her yere yürümek ve kuponla satın alınmamış hiçbir şeyi yememek anlamına geliyorsa da, 100.000 doları biriktirmenin bir yolunu bulun. Ondan sonra ayağını gazdan biraz çekebilirsin.” Sanırım Charlie Munger bu sözü 2002 yılında söylemiş. O tarihten bu yana gerçekleşen enflasyonu dikkate alıp, bu miktarı bugüne çekersek yaklaşık 166 bin dolar yapıyor.
Bu rakam benim aklımdaki rakamla da örtüşüyor. Zira uzun vadede pek çok sıradan insan için yıllık %7’lik getiri elde etmek mümkün. Yani S&P 500’e yatırarak. Bu yüz bin dolarlık yatırım için yıllık 7.000 dolar getiri demek. Az para değil ama tasarruf hala daha fazla katkı sağlar. %7’lik yıllık getiri 170 bin dolarlık portföy büyüklüğü için 11.900 dolar anlamına geliyor. Yani bu eşikten sonra getiri oranı, portföy büyüklüğüne ayda ortalama bin dolar katkı yapıyor. Bu noktadan sonra daha fazla tasarruf etmek yerine getiri oranını bir iki puan yukarı çekmeye odaklanmak çok daha fazla rasyonel olacaktır.
Sonuç olarak
İkinci kilometre taşı benim için önemliydi. Kilometre taşlarını belirleyip, onları geçmek motivasyon sağlıyor. Finansal özgürlük peşinde koşuyorsanız motivasyonun yüksek olması lazım. Daha da önemlisi motivasyonunuzu uzun yıllar koruyabiliyor olmanız lazım. Bu yüzden kendime ulaşılabilir kilometre taşları belirledim. Bir sonraki kilometre taşım 150 bin dolar olacak. Ulaşıp ulaşamayacağımı bilemiyorum. Dünya’nın bin türlü hali var. Ancak ulaşabilirsem dördüncü kilometre taşım bugünün dolar fiyatlarıyla 170 bin dolar olan eşiği geçmek olacak. Bu eşik benim için aynı zamanda eğer istersem yalın finansal özgürlük demek. Zira bu portföy, emekli olmaya karar verirsem emekli maaşımla birlikte, minimal bir hayat standardı sağlar.
Bir sonraki yazıda buluşmak üzere sağlıcakla kalın.
Okuyucularıma Not
Pinti Değil Tutumluyum’a ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu bloğu ayakta tutabilmek ve masraflarını karşılayabilmek için bağlı linkler kullanmaya karar verdim. Eğer burada yazdıklarımın size bir değer kattığını düşünüyorsanız, aşağıdaki linklere tıklayarak bana destek olabilirsiniz.
Ya da doğrudan bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz: Buy Me a Coffee
Interactive Brokers ile 33 ülkede yer alan 135 piyasaya 23 farklı para birimi kullanarak erişebilirsiniz. Hisse senedi, tahvil, opsiyon, futures, FX ve fon işlemlerinizi çok düşük maliyetle yapabilirsiniz. Interactive Brokers hesabınıza para transferini Türkiye’de ki Türk Lirası hesabınızdan EFT yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için Interactive Brokers hesabı açın.

Yüzde 7 dolar bazlı getiri çok düşük değil mi? Dolar bazlı enflasyonun bile altında olabilir. Eskiden olsa yüzde 7 çok iyi diyebilirdik ama son bir iki senede yüze 7 getiri demek aslında paranı belki korudun belki biraz zararın var anlamına geliyor. Yanlış baktığım bir şey mi var?
Merhaba Yusuf Bey;
S&P 500’ün 1928 yılı ile 2022 yılı sonuna kadar olan dönemde yıllık ortalama getirisi %9,8 olarak gerçekleşmiş. 1957 yılı ile 2022 sonu arasındaki dönemde ise yıllık ortalama getiri %10,15 olmuş. Enflasyon dikkate alındığında ise reel getiri oranı yıllık ortalama %8,5 civarı olmuş. Dolayısıyla %7 getiri oranı bence çok düşük değil diye düşünüyorum. Tabi birde birikim aşamasında nakitte tutuyorum. Son bir yıla kadar nakit için yüksek faiz getirisi alamıyordunuz. Ayrıca, sadece S&P500’e yatırım yapmıyorum. Tahvilde alıyorum. Maalesef son iki yılda hem tahviller hem hisse senetleri aynı anda değer kaybetti. Daha önceki krizlerin niteliği gereği genellikle tersine hareket söz konusuydu. Genel olarak 5-6 yıl yatırım için oldukça kısa bir süre. İlerleyen zamanlarda piyasalar bana hoş bir sürpriz yapabilir ve bu durumda belki de yıllık ortalama getiri oranım yükselebilir. 🙂 Birde ben yatırım işinde muhafazakar bir insanım. Tedbir olarak emniyet payı bırakıyorum. Peformans daha iyi olursa daha iyi olur tabi. Selamlar.
Fonlar ile ilgili ayrıntılı bilgim yok ama CQQQ isimli fon, vdem ile aynı mantıkta yatırım yapıyor gibi. getirisi de fena değil gibi incelerseniz güzel olur. Bol kazançlar
Keyifle okuduğum bloglardan biri de burası.
Finansal özgürlük için her adımınızın başarılı olmasını dilerim.
Ben de bu yolun yolcusuyum, başaranları gördükçe; başarabileceğime olan inancım daha da artıyor. Yolumuz açık olsun 🙂
Selamlar. Islemlerinizi spot islem olarak mi yapiyorsunuz 2x 3x kullaniyor musunuz
Kaldıraçlı işlem yapmıyorum Yakup Bey. Selamlar.
Merhaba,
Eurobond dilimini ;
– Ödediğiniz fiyat
– Nominal fiyat
– Güncel fiyat
İle mi hesaplıyorsunuz ?
Merhaba Murat Bey;
Güncel fiyat ile hesaba dahil ediyorum. Yani hesap yaptığım zamanki değerleri ne ise o. Selamlar.
Merhabalar. Eski yazılarınızdan hatırladığım kadarıyla ETF’lerde vergiyle alakalı olarak İrlanda orijinli UCITS ETF’leri tercih ediyordunuz. HYUP, UCITS değil yanılmıyorsam. Sorum, teknik olarak yanlış olmuşsa, düzeltmenizden memnun olurum. Son olarak, distributing değil ama accumulating yüksek getirili şirket fonu olarak tavsiye edeceğiniz fon var mıdır?.
Teşekkürler
Tesekkurler yeniden ilham veren yaziniz icin. NEP kodlu bir hisseyi cok arastirmadan gene analist yorumlari iyi diye aldim. Duzeltme 23 Haziran duzeltmesinde yuzde 3 deger kaybetti. SCHD gibi saglam duran ETF ler ile kiyaslayinca yanlis secim gibi geliyor.
5.29 % temettu orani var. Incelemek isterseniz sizin fikrinizide merak ediyorum acikcasi.
Yazilarinizin devam etmesi dilegiyle,
İlk 50 bin dolarla ikinci 50 bin dolara aynı sürede ulaşmak biraz üzücü olmuş hocam 🙁 normalde ikincisinin çok daha kısa sürede gelmesi gerekirdi..
Fazla risk almak istemediğim için biraz da böyle. Yoksa ağırlıklı olarak hisse senedi ile yola devam etseydim portföyü daha hızlı büyütebilirdim. Ayrıca, bir başka işe lazım olduğu için önemli bir miktarda tasarrufu portföye yönlendirmedim. Diğer taraftan piyasalar geçtiğimiz yıllarda özellikle BİST’te olduğu gibi her zaman yukarı gitmez. 🙂 Selamlar.