Piyasanın Kararı: Aralık Ayı Portföy Değişiklikleri

Piyasanın kararı nedir diye soracaksınız muhtemelen. Bu yılın başında 2022 yılının temasının enflasyon olacağı öngörüsünde bulunmuştum. Öyle de oldu. FED, yükselen enflasyon karşısında hızlı bir şekilde politika faizini artırarak tepki verdi. S&P 500’de tepe noktasından %30’a yakın bir oranda aşağıya düştü. Sonra tekrar bir %10 toparladı. Bildiğiniz gibi ayı piyasasından yararlanmak için S&P 500 alım stratejisi geliştirmiştim. Bu stratejideki ilk iki alım emri gerçekleşti. Ancak, 11 aylık süre zarfında S&P 500 daha aşağıya inmedi. Bende planladığım hacimli alımları yapamadım. Sonuçta, piyasanın kararı bu…

Tabi şimdiki beklenti 2023 yılında bir resesyon ve şirket karlarında düşüş. Bu nedenle de S&P 500’ün mevcut durumundan bir %20 daha düşebileceğini belirtiyor yatırım bankaları yöneticileri. 2023 yılı sonunda S&P500’ün kabaca bugünkü seviyesinden kapanacağını tahmin ediyorlar. Olaylar gerçekten bu şekilde mi gelişecek önümüzdeki aylarda? Bilmiyorum. Göreceğiz. Ancak, piyasanın kararı karşısında 11 ay bekledikten sonra stratejimi biraz değiştirmek zorunda kaldım.

S&P 500’de hacimli bir alım yaptım

Finansal bağımsızlık portföyümün dörtte biri nakitteydi. Portföy detayım için şuraya bakabilirsiniz. Yıl bitmeden S&P 500 ETF (VUSD) pay sayımı %25 artırmaya karar verdim. Fiyata takılmadan 50 adetlik bir alım yaptım. Aşağıdaki tabloda gördüğünüz üzere tanesi 77,3625 dolardan toplam 3,868 dolarlık bir alım yapmış oldum. Bu işlemin bana maliyeti ise 2,19 dolar oldu. Sonuçta geleceği kimse bilemez. Piyasanın kararı benim beklentilerime uymayabilir. Anlı şanlı uluslararası yatırım bankalarının 2022 başındaki tahminleri de tutmamıştı. 2023 yılı öngörüleri de tutmayabilir. Bu nedenle, uzun vadeli hedeflerime uygun olarak S&P 500 ETF payımı her şart altında artırmaya devam edeceğim. Bununla birlikte, portföyümün hala %18’i nakitte. Yani ciddi düşüşlerde S&P 500’e para basmaya devam edeceğim. 🙂

Gayrimenkul ETF’ini sattım

İtiraf etmem gerekirse gayrimenkul ETF’lerine yatırım konusunda zamanlamam tam bir felaket oldu. Sebebi basit: faiz artışından en çok etkilenen sektör gayrimenkul. ABD dışındaki gayrimenkul piyasalarına yönelmem de bir işe yaramadı. Sonuç itibarıyla FED dünya ekonomisine yön veriyor. Diğer gelişmiş ülke piyasaları da ABD piyasalarını izliyor. Üstelik HAUZ umduğumun aksine S&P 500 ile yüksek bir pozitif korrelasyona sahip görünüyor. Dolayısıyla, risk yönetimi anlamında da çok bir faydası olmadı. Bende portföyü sadeleştirmeye karar verdim ve HAUZ‘u sattım.

ABD uzun vadeli tahvillerinde ağırlığı artırdım

2022 yılında daha önce olmamış bir başka şey daha oldu. ABD hazine tahvillerinin fiyatları S&P 500’den çok daha fazla düştü! Yani sadece hisse senedi ve tahvil arasındaki alışılageldik negatif korrelasyon pozitife dönmekle kalmadı. Üstelik finansal özgürlük portföyümde ben toplam tahvil piyasasına değil uzun vadeli tahvillere yatırım yapmayı seçmiştim. 🙂 Uzun vadeli taraf faiz değişikliklerinden en çok etkilenecek taraftı. Yani daha yüksek getiri beklentisiyle daha fazla risk aldım. Allah’tan alıma bu yıl başlamıştım. Dolayısıyla portöyümdeki ağırlığı %4,6‘ydı. Ortalamayı düşürmek amacıyla alıma devam ettim. Geçtiğimiz günlerde toplam 1.966 dolarlık alım yaparak envanterime 500 adet daha ilave ettim. Şu an IDTL‘in portöydeki payı %7’ye çıktı.

Borsa İstanbul’da el yükselttim

Son üç ayda Borsa İstanbul’da beklemediğim bir ralli yaşandı. Kayıtlarıma baktığımda Borsa İstanbul portföyümün yıl başından bu yana dolar bazında %70 yükseldiğini gördüm. Bu artışın önemli bir kısmı da son aylarda yaşanmış. Elimde üç varlık vardı: Arçelik, Tofaş ve Tüpraş. Tofaş’taki mevcut fiyat düzeyi dolar bazında uzun dönem trend değerinin iki standart sapma üzerine çıkmış durumdaydı. Arçelik’te uzun dönem ortalamasını aşmıştı. Bende bu iki hisseyle yollarımı şimdilik ayırmaya karar vererek dün sabah saatlerinde sattım. Bu satışlardan elde ettiğim nakdi Tüpraş’a aktardım. Tüpraş’ın hala yukarı yönlü potansiyeli var gibiydi. Yani para gene Borsa İstanbul’da. Bununla birlikte, dün akşam saatlerinde Borsa İstanbul nahoş bir şekilde düştü. Üstelik, Tüpraş %5‘e yakın düştü. Okuduğunuz yazıyı yazdığım saatlerde ise hissenin fiyatı %-3,2 aşağıdaydı! 🙂

Can sıkıcı bir durum ama Tüpraş’ın fiyatı bir %50 daha düşse beni batırmaz. Çünkü maliyetim çok düşük. Daha ziyade son yükselişte kağıt üzerinde elde ettiğim kazançtan olurum. Fiyat çok uygun noktalara gelirse de hacimli alımlar yaparım. Önümüzdeki yıl dağıtılması umduğum kar payımı alır yola devam ederim. Sonuçta uzun vadeli bir şekilde ihtiyacım olmayan parayla yatırım yapıyorum…

Sonuç olarak

Her ne olursa olsun piyasada kalmanın piyasa zamanlaması yapmaktan daha iyi olduğunu bu sene de görmüş oldum. Geçmişte olanlar piyasanın işleyişi konusunda bir miktar bilgi sağlıyor. Ancak, kısa vadede fiyatların ne yöne gideceğini öngörmek boş bir iş. Orta vadede bile borsanın genelinin ne yöne gideceğini tahmin etmenin yazı tura atmaktan farkı yok. Örneğin Borsa İstanbul’da varlık tutmasaydım son yükselişi kaçırmış olacaktım. Öte yandan S&P 500 özelinde piyasanın kararı en azından 2022 yılında benim beklediğim gibi olmadı. 2023’te ne olur bilemem ama bana sunulanı kabul edip yoluma devam etmek dışında bir seçenek yok.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere sağlıcakla kalın.

Copyright secured by Digiprove © 2022 Pintidegiltutumluyum