
Enflasyonist ortamda reel ücretler güneş görmüş kar gibi eriyor. Bir bordro mahkumu olarak tasarruf etme imkanım da azalıyor. Aldığım ücret, dolar bazında 2 yıl öncesine göre %38,4 oranında düştü. Zaten son 5-6 yıldır ‘lüks’ içinde yaşadığım söylenemez. Gıda, sağlık, ulaşım ve diğer zorunlu harcamalar esas gider kalemlerimdi. Geçtiğimiz aylarda işe gidiş gelişte servis imkanı ortaya çıkınca değerlendirdim. Aylık benzin masrafım 1.000 TL civarında azaldı. Bununla birlikte, yokluk çekmeden harcamaları ciddi ölçüde kısmak benim için zor artık…
Enflasyonist ortam derken
TUİK’e göre %70 civarında çift haneli yıllık enflasyon oranından bahsediyorum. Yurtiçi ÜFE rakamı ise TUİK’e göre yaklaşık %122! Şimdi sıkı durun: ENAG’a göre 2022 yılı Nisan ayı sonu itibarıyla yıllık enflasyon %156,86! Evet yanlış duymadınız. %157… Aylık enflasyon oranı henüz %7-8’ler seviyesinde. Aylık enflasyon oranı %50‘yi geçerse tanım olarak yüksekten hiper enflasyona geçiş yapmış olacağız. Keşke bu kadar da olmaz diyebilseydim. Maalesef siyasi iradenin tercihlerine bakınca olmaz diyemiyorum…
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi işletmeler maliyet artışlarını tüketicilerine yansıtmadan uzun süre hayatta kalamazlar. Yansıtmazlarsa/yansıtamazlarsa işletme sermayelerini bitirir ve iflas ederler. Yİ-ÜFE ise uzun süredir TÜFE’nin çok üzerinde. Dolayısıyla, gerçek enflasyonun ENAG’ın rakamına daha yakın olduğunu düşünüyorum. Öte yandan bordro mahkumu olarak ücret artışım TÜFE’ye endeksli. Üstelik TÜFE’yi geriden takip ediyor. Bu durumun benim için anlamı önümüzdeki bir yıl içinde reel ücretim erimeye devam edecek. Tasarruf yapma kabiliyetim azalacak.
Finansal bağımsızlık için kalan süre
Düzenli okuyucularım Finansal Özgürlük İçin Ne kadar Para Gerekli? başlıklı yazılarımı hatırlar. Gerçi aradan 3 yıl geçmiş. 🙂 O yazılarda anlattığım hesap kitabı güncel gelir/gider dengesi ile yeniden yaptım. 70 bin dolarlık portföy büyüklüğüne ulaşmış olmama rağmen hala 15-16 yılım var gibi gözüküyor. 🙁 Bu durumun en büyük nedeni yüksek enflasyonun reel ücretimi aşağı çekerek yüksek tasarruf oranı tutturmamı engellemesi. Tasarruf oranının finansal özgürlük yolculuğuna çıkanlar için en önemli parametre olduğunu daha önce ayrıntılı olarak açıklamıştım. Dileyenler o yazıya buradan göz atabilir. Her zaman dediğim gibi bir yatırımcı olarak enflasyon en büyük düşmanımız. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun sebebi ise neredeyse her zaman popülizm ve popülist siyasetçilerdir.
Enflasyonist ortamda tasarrufu artırmanın bir yolu var mı?
Evet var: borçlanmak. 2020 yılı Temmuz ayında “Bedava Para Verseler Alır mısınız?” başlıklı bir yazı yazmıştım. O zamanda belli bir çıkar grubu (müteahhitler) gözetilerek kamu bankaları zararına konut kredisi dağıtmıştı. Yapılan iş aslında bu kredileri kullanmayanların cebinden kullananlara ve inşaatçılara para aktarmaktı. Diğer bir deyişle servet transferiydi. O tarihte bu kredileri alıp kullananlar -toplumun diğer kesimlerinin zararına- büyük karlar elde ettiler.
Şimdi de benzer şekilde banka kredilerinin faizi enflasyonun çok altında tutuluyor. Dolayısıyla borçlanmak çok karlı. Zira enflasyon, yükseldikçe veya yüksek kalmaya devam ettikçe, ödeyeceğiniz borcun faizini ve anaparasını zamanla eritecek. Gene bir servet transferi söz konusu. Bu kez borçlanma imkanı olmayan kesimlerden borçlanabilenlere para aktarılıyor.
Sonuç olarak
Enflasyonist ortam bordro mahkumlarının finansal özgürlük hayallerine iyi gelmiyor. Bana da iyi gelmedi. Yine de yılgınlığa yer yok. Yola devam ediyorum. Şartlara uyum sağlayarak hareket ediyorum. Bu aralar Daron Acemoğlu’nun Why Nations Fail? (Ulusların Düşüşü) adlı kitabını okuyorum. Size de tavsiye ederim. Hatta bu kitapla birlikte henüz okumadıysanız George Orwell’in Hayvan Çiftliği kitabını da okuyun. Umarım Ülkemiz Acemoğlu’nun kitabının yeni versiyonlarında kötü örnek olarak yer almaz.
Güzel günler gelmesi dileğiyle hoşçakalın.
Okuyucularıma Not
Pinti Değil Tutumluyum’a ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu bloğu ayakta tutabilmek ve masraflarını karşılayabilmek için bağlı linkler kullanmaya karar verdim. Eğer burada yazdıklarımın size bir değer kattığını düşünüyorsanız, aşağıdaki linklere tıklayarak bana destek olabilirsiniz.
Ya da doğrudan bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz: Buy Me a Coffee
Interactive Brokers ile 33 ülkede yer alan 135 piyasaya 23 farklı para birimi kullanarak erişebilirsiniz. Hisse senedi, tahvil, opsiyon, futures, FX ve fon işlemlerinizi çok düşük maliyetle yapabilirsiniz. Interactive Brokers hesabınıza para transferini Türkiye’de ki Türk Lirası hesabınızdan EFT yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için Interactive Brokers hesabı açın.

Hocam Acemoğlu’nun kitabını ben de okudum ve şunu anladım: Türkiye gerçek anlamda düzelmez, düzelecekse de bu yüzyıllar alır.
🙁 Haklı olabilirsiniz.
Teşekkürler. Süper bono olayı hakkında bir yazı yazacak mısınız? Çıktığında doları %40 oranında etkileyeceğini düşünüyorum. Ama çıkar mı veya çıkarsa etkisi ne kadar sürer bilmiyorum. Bu ihtimaller üzerine bir yazı yazarsanız çok sevinirim.
Merhaba Cem Bey. Çıkarsa fikrimi paylaşırım belki. Ama söz vermeyeyim.
aklimda olan konu tam olarak buydu.ayni fikirdeymisiz demek ki.
🙂
Güzel yazı eline sağlık.
hocam elinize saglik, cok faydalaniyoruz yazilarinizdan. Bodrolu calisan olarak bende sizinle ayni kaygilari tasiyorum. Bu sebeple arastirma yaparken, closed end fundslari farkettim. islem volumleri dusuk bu nedenle herzaman ederinden islem gormuyorlar %10 ve uzeri discount lu CEF alarak bu dezavantaji avantaja donusturmeyi dusunuyorum . suan yuzde 10-15 bandinda yillik kar dagitan kagitlar bulmak mumkun ancak son 10 yilda annulized returnu yuzde 7 -15 bandinda. aslinda bazi firmalar sabit gelir akisi icin varlik satiyor veya zarar ediyor.
Ilk alimimi 200 adet CHY ile gecen ay yaptim.
GOF, PSF, GLQ, USA takibimdekilerden bazilari.
CEF ler hakkindai fikirlerinizi benimle paylasabilir misiniz?
Merhaba Barış Bey;
Paylaşımlarımın faydalı olması beni mutlu ediyor. 🙂 Ancak closed end fundslar ile ilgili maalesef çok bilgim yok. Bol kazançlar diliyorum.