
Goldman Sachs, JP Morgan Chase’in ardından dünyanın en büyük ikinci yatırım bankası. Merkezi New York’ta bulunuyor. Piyasa yapıcı ve ABD hazine tahvilleri piyasasının birinci aracı kurumu (prime dealer) olduğunu da belirteyim. Yani, ihraç edilen ABD Hazine tahvillerini doğrudan Hazine’den alıp piyasaya dağıtıyor. Küresel finansal sistemin köşetaşı kurumlarından biri diyebiliriz. Goldman Sachs, kısa bir süre önce 2022 Yılı Görünümü (Outlook 2022: Piloting Through) raporunu yayınladı. Grubun tüketici ve servet yönetimi bölümünün hazırladığı bu kapsamlı rapor oldukça analitik ve ikna edici. Başta ABD piyasaları olmak üzere yurtdışı yatırımı konusunda ciddi olanların raporu dikkatle incelemelerinde fayda var. Şahsen yaklaşık 100 sayfa olan bu raporun çıktısını alıp, baştan sona okudum. Önemli bulduğum bazı noktaları da sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Goldman Sachs: ABD piyasalarına güvenin
Şirket, 2021 yılında ABD finansal varlıklarının harika bir performans gösterdiğini belirtiyor. ABD hisse senetleri geçtiğimiz yıl %28,7 oranında arttı. Diğer gelişmiş ülke hisse senetleri ise yerel para cinsinden ortalama %19,9 civarında artarken gelişmekte olan ülkelerde ise artış %0,1. Raporda dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’in hisse senetlerinin ise 2021 yılında yerel para cinsinden %21,2 oranında değer kaybettiği belirtiliyor. Tahvil piyasalarında da ABD varlıklarının performansı açık ara daha iyi olmuş. Yüksek getirili şirket tahvillerinin getirisi ABD’de %5,3 iken Avro bölgesinde %4,2 olmuş. Üstelik Dolar Endeksi‘de diğer gelişmiş ülke para birimlerine karşı %6,4 yükselmiş. ABD doları altına karşı da %3,6 yükselmiş.
ABD ekonomisinin temelleri sağlam
Goldman Sachs’a göre ABD ekonomisinin temelleri çok sağlam: (1) emek verimliliği çok yüksek, (2) ABD şirketlerinin yönetim kalitesi iyi, (3) hisse başı kar büyümeleri daha yüksek, (4) daha yüksek Ar-Ge bütçelerine sahip, (4) daha fazla yeniliğe açık ve (5) demografik açıdan avantajlı. Dolayısıyla, şirket ABD şirketlerine uzun vadeli yatırım yapan yatırımcıların kazanmaya devam edeceğini söylüyor.
ABD piyasalarına güvenen kazandı
Geçtiğimiz yılki yüksek karlar 13 yıldır süren boğa piyasasının devamı diyor Goldman. Son üç yıldır ABD hisse senetlerinin arka arkaya dolar bazında iki haneli getiri sağladığına dikkat çekiyor: 2019’da %31, 2020’de %18 ve 2021’de yaklaşık %29. Boğa piyasasının başından (2009 Mart) itibaren ise ABD hisse senetleri dolar bazında %812 getiri sağlamış durumda! Aynı dönemde diğer gelişmiş ülke hisse senetleri ise toplam %297 oranında getiri sağlamış. Gelişmekte olan ülke piyasaları ise %296. Özetle, ABD piyasalarının taşı toprağı altın diyor Goldman Sachs. 🙂
2022 senaryoları
Şirket yatırımcılar açısından 2022 yılında üç senaryo öngörüyor. Temel senaryoda, S&P 500’ün bu yıl %6,3 getiri oranı sağlamasını bekliyor. İyi senaryoda getiri oranını %12,6 olarak tahmin ederken kötü senaryoda %18,9 kayıp öngörüyor. Şirket, temel senaryonun gerçekleşme olasılığına %65, iyi senaryonun gerçekleşme olasılığına %20 ve kötü senaryonun gerçekleşme olasılığına %15 öznel olasılık tayin etmiş. Öznel olasılıkları, bir modele dayalı olarak mı yoksa bir uzman grubunun öngörülerine dayalı olarak mı belirlemişler bulamadım. Bilen varsa aşağıda paylaşsın lütfen. Makbule geçer.
Goldman Sachs: Piyasanın dışında değil içinde bekleyin
S&P500’ün değerlemeleri yüksek ama
Şirket, 13 yıl süren boğa piyasası sonucunda pek çok kişinin bir varlık balonu endişesi taşımasını normal karşılıyor. Mevcut değerlemelerin yüksek olduğunu da kabul ediyor. Ancak, bu yüksek değerlemelerin bir balon boyutunda olduğu fikrine katılmıyor. Ayrıca, yüksek değerlemelerin piyasa zamanlaması yapmak için güvenilir bir gösterge olmadığını ileri sürüyor. 2016 yılı Aralık ayından itibaren değerlemelerin istatistiksel açıdan en yüksek %10’luk dilimde olduğunu dikkat çekiyor. O günden bu yana ise S&P 500 %133 artmış. Dolayısıyla, yüksek değerlemelere bakıp piyasa dışında kalmak büyük bir potansiyel getireden mahrum olmak anlamına gelebilir.
Diğer taraftan, Goldman Sachs’a göre düşük faiz oranı arkaplanı ve ileriye dönük yüksek kar beklentisi nedeniyle değerlemeler aslında o kadar da yüksek değil. Enflasyon istikrarlı bir şekilde %1 ve %3 aralığında ise değerlemelerin yüksek olması normal diyor şirket. Çünkü düşük enflasyon uzun dönemli tahvil faizlerinin de düşük olması anlamına geliyor. Yani indirgeme oranı da düşük.
Ortalamaya geri dönüş yok
Raporda balon iddiasına temel olarak gösterilen gerekçeler sıralandıktan sonra hepsi sırayla çürütülmeye çalışılmış. S&P 500’ün aşırı değerli olduğu yönündeki eleştiri karşısında şirketin düşüncesini yukarıda özetlemiştim. Sırada, hisse fiyatlarının uzun dönem ortalamalarına geri döneceği beklentisi var. Şirketin analistlerine göre ‘ortalamaya geri dönüş’ bir efsaneden ibaret. Zira, bu görüşü savunanlar piyasa değerleme ölçütlerine ilişkin zaman serisi verilerinin durağan olduğunu varsayıyorlar. Goldman’a göre bu veriler durağan değil. Yani bu verilerin uzun dönem ortalaması sabit değil, değişiyor. Örnek olarak, Shiller fiyat kazanç oranı yada CAPE (cyclically adjusted price-to-earnings ratio) değerleme ölçütünü gösteriyorlar. Goldman’ın yaptığı yaptığı çalışmaya göre bu ölçüt bazında ortalamaya geri dönüş hipotezinin istatistiksel anlamlılığı sadece %26. Analistler 10 farklı değerleme ölçütünü ABD, Avrupa ve Japonya piyasaları için test ettiklerini belirtiyor. Ortalamaya geri dönüşü destekleyecek bir istatiksel bir kanıt bulamamışlar.
Piyasa yoğunlaşması fazla değil
S&P 500’deki boğa piyasasına getirilen eleştirilerden biride yükselişin az sayıda teknoloji hissesinde yoğunlaştığı şeklindeydi. Goldman analistleri, piyasa büyüklüğü en büyük 5 şirketin S&P 500’deki payının son 40 yıldaki en yüksek rakamlardan biri olduğunu kabul ediyor. Ancak, bu durumun sadece aşırı yüksek değerlemelerle birleştiğinde sorun olacağını düşünüyorlar. Keza, boğa piyasasının S&P 500’ün geneline yayıldığı kanısındalar.
Akıldışı bir coşku yok
Goldman Sachs’a göre yatırımcılarda genele yayılmış aşırı bir coşku ile yatırım görüntüsü yok. 2008 sonrasında yaşanan boğa piyasasının hisse senetleri piyasasına dışarıdan gelen yatırıma dayanmıyor. Tam tersine bir sermaye çıkışı var. Krizden bu yana ABD hisse senetleri piyasasından (menkul kıymet yatırım fonları ve ETF’lerden) toplam 624 milyar dolar çıkış olmuş. ABD dışı gelişmiş ülke piyasalarına 761 milyar dolar yatırım gerçekleşmiş. Gelişmekte olan ülke piyasalarına ise toplamda 358 milyar dolar yatırılmış. Genel olarak yatırımcılar, %812 getiriye rağmen dış piyasalara ABD piyasalarından daha fazla yatırım yapmışlar. Yatırım fonları ve ETF’ler dışında ABD hanehalkı da bu dönemde ABD hisse senetlerinde nette satıcı olmuş! ABD hanehalkı ABD dışı varlıklara 1,9 trilyon dolar yatırım yaparken ABD varlıklarında 1,6 trilyon dolarlık net satış yapmış…
Bu durumda ABD varlıklarını kim almış sorusu ortaya çıkıyor. Goldman Sachs’a göre bu sorunun cevabı S&P 500 şirketlerinin kendileri. 2009 yılı Mart ayından bu yana S&P 500 şirketleri yaklaşık 7 trilyon dolarlık hisse geri alımı yaptıklarını tahmin ediyor! Sadece 2021 yılında hisse geri alım yetkilendirmesi miktarı 1 trilyon dolar olarak gözüküyor. Diğer bir deyişle, S&P 500’ün %812’lik artışının arkasındaki güç şirketlerin hisse geri alımları Goldman Sachs’a göre.
Riskler
Covid-19
Şirket, Covid-19 pandemisini risk sıralamasının başına yerleştirmiş. Normal senaryoya göre pandeminin 2022 baharında ABD ve gelişmiş ülkelerde etkisini kaybedeceği varsayılıyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise durum belirsiz diyor. Bununla birlikte, bilim adamlarının ve küresel sağlık kurumlarının yaptıkları tahmin ve öngörülerin çoğunlukla yanlış çıktığına dikkat çekmişler. Virüsün nasıl evrim geçireceğinin belirsiz olduğunu vurguluyorlar. Ayrıca, Çin’in pandemi kapsamında uyguladığı sıfır tolerans politikasının arz zincirindeki sorunların daha da uzamasına neden olabileceğini düşünüyor analistler. Çin’in aşılarının Omicron varyantına karşı etkisiz olduğunu vurguluyorlar. Uygulanan çok katı tedbirler nedeniyle sürü bağışıklığının da oluşmadığına dikkat çekiyorlar. Bu nedenlerle, Goldman analistlerine göre Çin, sıfır tolerans politikasına devam etmek zorunda kalabilir. Dolayısıyla, küresel arz zincirindeki sorunlar beklenenden daha uzun sürebilir.
Yüksek kalıcı enflasyon ve FED
Goldman Sachs’ın iyimser beklentisinin ana dayanaklarından birinin yükselen enflasyonu geçici olarak görmesi olduğunu vurgulayalım. Temel senaryolarına göre enflasyon, ertelenmiş talep karşılandıktan ve arz zincirindeki sorunlar çözüldükten sonra düşüyor. Öyleki temel senaryolarına göre enflasyon 2022 yılı sonuna doğru %3’ün altına düşüyor.
Enflasyon konusunda iki karşıt kampın görüşlerini özetledikten sonra enflasyonun bileşenlerinden bazılarının geçici, bazılarının kalıcı olduğunu belirterek orta yolu da bulmuşlar. 🙂 Goldman’a göre enflasyondaki mevcut artışın üçte biri enerji fiyatlarının artması ve üçte biri de araba fiyatlarının artmasından kaynaklanmış. Analistler bunları tek seferlik artışlar olarak görüyorlar. Diğer yandan gayrimenkul/kira fiyatlarında görülen artışların ve ücret artışlarının enflasyonun kalıcı kısmında yer aldığını düşünüyorlar. Dolayısıyla, pandeminin etkisini kaybetmesi ve arz sorunlarının çözülmesi ile birlikte FED’in ılımlı faiz artışı ile enflasyonu kontrol altına alacağı fikrindeler.
Uzun dönem tahvil faizlerinin de 2022 yılı boyunca reel olarak negatif kalacağını varsaymışlar. Tam rakam vermek gerekirse 10 yıllık hazine tahvilleri getirileri %1,75 ile %2,25 arasında bir yere yükselecek. 2022 yılında bir resesyon olasılığını ise %10 olarak öngörüyolar. Yani enflasyonun gidişatı ve FED’in tepkisi bekledikleri gibi olmazsa…
Jeopolitik riskler
Goldman analistleri, Rusya ve İran’ı jeopolitik riskler olarak tanımlıyor. Rusya ve Ukrayna arasında gerilimin %50 ihtimalle uzlaşmayla çözülmesini umuyor. Çin ise ABD’ye uzun vadeli bir tehdit. Dolayısıyla, ABD ve Çin arasında 2022 yılında piyasalara etki edecek bir gerginlik beklemiyorlar.
Diğer riskler
Raporda, büyük teknoloji firmalarının tekelleşmesine yönelik Federal Ticaret Kurulu’nda yapılan çalışmalardan bahsedilmiş. Ancak, sürecin yavaş işlemesi nedeniyle 2022 yılında hisse fiyatlarını etkileyecek bir sonuç beklenmiyor. Siber güvenlik ve yerel terörizm faaliyetleri de düşük riskler olarak sıralanmış.
Hangi şartlar altında satış yapılmalı?
Peki Goldman Sachs hangi şartlarda portföylerde hisse senedi ağırlığının azaltılmasını tavsiye ediyor? Raporda, yatırımcıların iki faktörü göz önüne almaları tavsiye edilmiş: (1) enflasyonun kalıcı olduğu ortaya çıkar ve buna bağlı olarak tahvil faizlerinde arka plan değişirse, (2) şirketlerin ileriye dönük kazanç projeksiyonları kötüleşirse.
Goldman Sachs’ın görüşlerinde bir değişiklik oldu mu?
Evet. Anlattığım rapor çok yeni. Ama hazırlık aşaması epey bir zaman gerektirdiği için doğal olarak son haftalardaki gelişmeleri yansıtmıyor. Basından takip edebildiğim kadarıyla da Goldman Sachs 2022 için hala iyimser kampta yer alıyor. Bununla birlikte, ilginç bulduğum bir kaç yeni gelişmeyi de sizlerle paylaşayım.
Goldman Sachs grubunun iki numaralı ismi John Waldron, Açık Piyasa Kurulu’nun geçtiğimiz Çarşamba günkü toplantısından saatler önce yaptığı bir konuşmada FED’in bağımsızlığını sorgulayıp, merkez bankasının geçtiğimiz yıllarda önemli bir kredibilite kaybına uğradığını belirtti. Bu açıklamayı, piyasaların istememesine rağmen FED’in politika faizini artırıp artıramayacağı, bilançosunu daraltıp daraltamayacağı yönündeki bir soruya cevaben söyledi. Tahvil piyasasının da kendisi gibi düşündüğünü belirterek FED’in bunu yapabilecek iradeye sahip olup olmadığından emin olmadığını ekledi. Üstelik, Paul Volcker‘ın geri getirilmesinin gerekebileceğini de söyledi. 🙂
Goldman Sachs analistlerinin piyasadaki risklerin aşağı yönlü çoğaldığı şeklinde bir haber de dikkatimi çekti. Şirketin 2022 yılı faiz artışı beklentisi 5 ve üzerine çıkmış görünüyor. Bu çerçevede 2022 yılı sonunda politika faizinin %1,25 ile %1,5 arasında olmasını bekliyorlar. Haziran’da da FED’in bilanço daraltmaya başlayacağını duyurmasını bekliyorlar. Ayrıca, 10 yıllık hazine tahvillerinin reel getiri oranı %0,6 yükselirse S&P 500 %10 daha düşebilir. Artış oranı %1’i bulursa S&P 500’deki düşüş %15’i bulabilir.
Sonuç olarak
Goldman Sachs’ın ABD piyasalarına ilişkin uzun vadeli tespitlerine ve önerilerine katılıyorum. Öte yandan 2022 yılı tahminleri ne kadar tutar bilmiyorum. Zaten, danışmanlık aldıkları Harward profesörü de 2022 yılı için tahmin yaparken mütevazi (humble) olmalarını tavsiye etmiş. 🙂 Şunu da belirtmem lazım. Bu tür yatırım bankaları raporları aynı zamanda bir reklam aracıdır. Nitekim raporda, getiri oranını artırmak için Goldman Sachs’ın müşterilerine önerdiği bazı taktikler var. Genellikle opsiyon sözleşmeleri içeren karmaşık işlemler. Şirket, bu taktikleri uygulayarak beklenen getirinin %0,72 artırılabileceğini iddia ediyor. Cüzdanınız yeterince kalınsa ve bu karmaşık işlere kafanız basmıyorsa seve seve size yardımcı olurlar.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere sağlıcakla kalın, beğendiğiniz yazıları sosyal medyada paylaşmayı da unutmayın.
Okuyucularıma Not
Pinti Değil Tutumluyum’a ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu bloğu ayakta tutabilmek ve masraflarını karşılayabilmek için bağlı linkler kullanmaya karar verdim. Eğer burada yazdıklarımın size bir değer kattığını düşünüyorsanız, aşağıdaki linklere tıklayarak bana destek olabilirsiniz.
Ya da doğrudan bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz: Buy Me a Coffee
Interactive Brokers ile 33 ülkede yer alan 135 piyasaya 23 farklı para birimi kullanarak erişebilirsiniz. Hisse senedi, tahvil, opsiyon, futures, FX ve fon işlemlerinizi çok düşük maliyetle yapabilirsiniz. Interactive Brokers hesabınıza para transferini Türkiye’de ki Türk Lirası hesabınızdan EFT yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için Interactive Brokers hesabı açın.

Merhaba. Edindiğiniz bilgileri, araştırmalarınızı paylaşma konusundaki cömertliğiniz takdire şayan. Teşekkürler.
Bu arada siz, Goldman Sachs’ın bu açıklamalarından sonra, önceki yazılarınızda S&P’nin düşüşü ihtimaline karşılık belirlediğiniz kademeli ETF alım hedeflerinizi koruyor musunuz, revize planlıyor musunuz?
Koruyorum. Ocak ve Şubat ayı enflasyon rakamlarını bir göreyim. Bakalım enflasyonda gidişat ne yönde olacak?
Rica ederim Özgür Bey. Beğendiğiniz yazıları sosyal medyada da paylaşın lütfen. Selamlar.
elinize sağlık. ancak ben bu amerikalıların piyasayı ürkütmeyelim şeklinde ağız birliği etmişçesine açıklamalar yapmaya başladığını düşünmeye başladım. piyasanın dışında kalmayın demişler, kalmayalım ama 12 yıldır getiri sağlıyorsunuz, sanki biraz sıkıntı değil mi 🙂
sizden okumuştum galiba, bist ile ilgili(sayıları örnek veriyorum): bist son 10 yıldır 280 günün 125i düşer 155’inde artar, ve biz bu senenin başından beri satışlı gün oranının gerisindeyiz diye. Acaba s&p500’e uyarlayabilir miyiz
Rica ederim Ahmet Bey. Geçmiş performans gelecek perfomansında böyle olacağını garanti etmiyor tabi. Selamlar.
Yine harika bilgiler. Yalın ve her kesimin anlayabileceği sade anlatım. Emeklerinize sağlık. Sizi bulmak büyük şans kendi adıma
Teşekkür ederim Murat Bey. Lütfen beğendiğiniz yazıları sosyal medyada paylaşın. Selamlar.
Merhaba.
Değerli bilgileriniz için teşekkürler. Amerika’da enflasyonun arttğı , FED’in piyasalardan para çekip faizi artıracağı bu dönemde hangi ETF’lerde alım yapıyorsunuz ?
teşekkürler
Rica ederim İzzet Bey. Sorunuzla ilgili olarak aşağıdaki yazıya göz atabilirsiniz. Selamlar.
FED Korkusu: Vidaları Sıkma Zamanı Geldi
2021 sonlarına doğru gördüğümüz yapay ralli yada enflasyona endeksli ralli yaşadık endekslerde sizce 2022 de bu ralli hakkıni vererek getiri sağlarmı.
Geleceği bilmek mümkün değil Murat Bey. Ben sadece olası senaryolara karşı hazırlık yapıyorum. Gerisi şans. 🙂 Selamlar.
2022 Yılı Üzerine Bazı Düşünceler
FED, Enflasyon ve Uzun Dönem Tahvil Faizleri
Miktarsal Gevşeme ve Hazine Tahvil Getirileri
FED Korkusu: Vidaları Sıkma Zamanı Geldi