
- by Bay Tutumlu
JP Morgan’ın Piyasa Kılavuzu (Guide to the Markets) oldukça ilginç bilgiler içeriyor. Söz konusu dokümanı sosyal medyada Mustafa Beyin paylaşımında (@denizmustafatr) görüp inceledim. Bildiğiniz gibi enflasyon ve FED’in olası politika tepkisi nedeniyle Nasdaq Composite ve S&P 500 düşmeye devam ediyor. Bende hazırlık olarak portföyün vidalarını sıkıyorum. Nasıl sıktığımı merak edenler şuraya göz atabilir. Doğrusu bu ortamda ABD’nin en büyük bankasının piyasalara nasıl baktığını merak ettim. Acaba benim ve gözlem ve düşüncelerimle çakışan ve çelişen hususlar var mıydı? Portföy yönetimi kapsamında kullanabileceğim faydalı bir şeyler kapabilir miydim? Bugün, bu gözle incelediğim dokümanın ilgimi çeken yerlerini sizlerle paylaşacağım.
S&P 500 pahalı mı?
Evet pahalı. JP Morgan analistleri S&P 500’deki firmalarının kazançlarını önümüzdeki 3 yıl için tahmin etmişler. Bu tahminleri kullanarak S&P 500’ün ileriye dönük fiyat/kazanç oranını hesaplayıp, tarihsel ortalaması ile karşılaştırmışlar. Buna göre, S&P 500’ün ileriye dönük fiyat/kazanç oranının 25 yıllık tarihsel ortalaması 16,83 iken standart sapması 1,3. Bu değerleme ölçütünün şu anki değeri ise 21,18. Yani tarihsel ortalamasının 3 standart sapma üzerinden daha yukarıda! Benzer şekilde Schiller fiyat/kazanç oranın 25 yıllık tarihsel ortalaması 27,86 iken standart sapması 2,05. Bu göstergenin şu anki değeri ise 40,9. Yine tarihsel ortalamasının 3 standart sapma üzerinden daha yüksek! S&P 500’ün bu kadar yüksek değerlere ulaşmasını FED’in miktarsal gevşeme politikalarına borçluyuz. Politika tersine dönünce S&P 500’ün de ortalamasına geri döneceği aşikar…
S&P 500 ne kadar düşebilir?
JP Morgan’ın Piyasa Kılavuzu, son 40 yılda S&P 500’ün yıl içinde ve takvim yılında ne kadar düştüğüne ilişkin bir slayt içeriyor. Buradaki bilgileri S&P 500’e ilişkin kademeli alım stratejimi planlamakta kullanmıştım. Buna göre S&P 500, en büyük düşüşünü %49’la 2008 yılında gerçekleştirmiş. Takvim yılını ise %38 düşüşle kapamış. 2000 yılında dot.com balonu patladıktan sonra arka arkaya 3 yıl düşmüş! Öte yandan 1987 yılında yıl içerisinde %34 düşerken takvim yılını %2 pozitifte kapamış. Pandemi başında da yıl içerisinde %34 düşüş görmüşken FED sayesinde yılı %16 pozitifte kapamış. 🙂
10 yıllık hazine tahvilleri getirileri ile hisse senedi getirileri arasındaki ilişki
JP Morgan analistleri bu ilişkiyi gözlem setini 2009 öncesi ve sonrası şeklinde bölerek incelemişler. Zira 2008 sonrası 10 yıllık hazine tahvillerinin getiri oranları önceki döneme kıyasla çok düşük. Yani zımnen bir rejim değişikliği olduğunu varsaymışlar. Bu çerçevede, 1965 – 2009 Ocak döneminde hisse (S&P 500) ve tahvil getirileri, getiri oranı %4,5 ulaşana kadar birlikte daha sonra zıt yönde hareket etmişler. 2009 Şubatından günümüze kadar olan dönemde ise hisse ve tahvil getirileri, getiri oranı %3,6‘yı aşana kadar birlikte, daha sonra zıt yönde hareket etmişler.
Küresel enerji dönüşümü
Benim dikkatimi çeken bir başka grafik ise enerji maliyetlerindeki dönüşüm oldu. Son 12 yılda güneş ve rüzgardan elektrik üretim maliyetleri sırasıyla nükleer, kömür ve doğalgazdan elektrik üretim maliyetlerinin altına düşmüş! Üstelik düşüş trendi devam ediyor. Türkiye’nin en büyük yapısal sorunu net enerji ithalatçısı olmasıydı. Esasen cari açığın kaynağı da enerji ithalatı idi. Bu ithalatı çıkardığınızda Türkiye ekonomisi açık vermiyor. Dolayısıyla, cari açığı sorun olmaktan çıkarmanın yolu güneş ve rüzgar santrallerine öncelik vermekten ibaret. Teknolojik ilerleme bu işi çözmüş.
Küresel tahvil piyasasının büyüklüğü
Son iki üç yazıda yaptığım analizlerin bazılarını JP Morgan’da yapmış. O yüzden onları pas geçtim. Ancak, küresel tahvil piyasası büyüklüğünün zaman içindeki değişimi grafiği ilgimi çekti. Buna göre; küresel tahvil piyasasının büyüklüğü 136 trilyon dolar olarak görünüyor. Bu büyüklüğün (1) 48 trilyon dolarını ABD tahvilleri, (2) 54 trilyon dolarını diğer gelişmiş ülke tahvilleri ve (3) 34 trilyon dolarını da gelişmekte olan ülke tahvilleri oluşturuyor.
Hisse senedi piyasalarında ABD’nin ağırlığı
Bana çok çarpıcı gelen bir başka bilgi ise küresel hisse senedi piyasasında ABD’nin ağırlığı oldu. Buna göre borsada işlem gören şirketlerin piyasa büyüklüğü açısından ABD, küresel hisse senedi piyasasının %61’ini kapsıyor! ABD’yi Avrupa (%17) ve Japonya (%6) izliyor. Gelişmekte olan ülkelerin payı ise sadece %11… Muhtemelen bu büyüklüğün önemli bir kısmını da Çin şirketleri oluşturuyordur. Büyüklüğü nedeniyle bütün piyasalar ABD sermaye piyasalarından etkileniyor. Son bir haftadır yaşadıklarımızdan da görüyorsunuz durumu. Bu grafiğe baktığımda yurtdışı yatırıma yönelmenin son derece mantıklı bir karar olduğunu bir kez daha idrak ettim. Niye kendimi Borsa İstanbul ile sınırlayayım ki?
Korrelasyon matrisi
Son olarak farklı yatırım araçlarının birbirleri ile korrelasyonunu gösteren bir matris dikkatimi çekti. Modern Portföy Teorisi‘ne göre birbirleri ile negatif korrelasyona sahip varlıklara portföyde yer vererek riskimizi azaltabiliyoruz. Matrise göre S&P 500 (U.S. Large Cap.) tahviller ve yabancı paralarla negatif korrelasyona sahip gözüküyor. Ayrıca, altın ile korrelasyonu da oldukça düşük görünüyor.
Sonuç olarak
JP Morgan’ın Piyasa Kılavuzu yatırımcılar açısından oldukça ilginç bilgiler içeriyor. Üstelik bedava. İngilizceniz varsa zaman ayırıp bir göz atmanızı öneririm. Bu arada bugün ve yarın FED toplantısı var. Tabiki gözüm kulağım orada. Bakalım FED elini açık edecek mi? İzleyip görelim.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere sağlıcakla kalın ve lütfen beğendiğiniz yazıları sosyal medyada paylaşın.
Sevgiler;
Okuyucularıma Not
Pinti Değil Tutumluyum’a ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu bloğu ayakta tutabilmek ve masraflarını karşılayabilmek için bağlı linkler kullanmaya karar verdim. Eğer burada yazdıklarımın size bir değer kattığını düşünüyorsanız, aşağıdaki linklere tıklayarak bana destek olabilirsiniz.
Ya da doğrudan bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz: Buy Me a Coffee
Interactive Brokers ile 33 ülkede yer alan 135 piyasaya 23 farklı para birimi kullanarak erişebilirsiniz. Hisse senedi, tahvil, opsiyon, futures, FX ve fon işlemlerinizi çok düşük maliyetle yapabilirsiniz. Interactive Brokers hesabınıza para transferini Türkiye’de ki Türk Lirası hesabınızdan EFT yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için Interactive Brokers hesabı açın.

Hocam mükemmel bir yazı daha paylaştıniz bizimle.Bu konuda bildiğim kadarıyla Türkiye verilerine baktığımızda yenilenebilir enerji konusuna çok ağırlık veriyor,zaten dediğiniz gibi cari açığı oluşturan ana etken enerji ithalatı.Olmasi gerekende bu.Ama yeterlimi orası tartışılır.Emeginize sağlık çok teşekkürler.
Rica ederim Yasin Bey. Selamlar.
Bilgilendirmeler ve belgeleri özetlediğiniz için çok teşekkürler. Çok faydalı oluyor yeni şeyler öğreniyoruz. Dediğiniz gibi rüzgar enerjisi diğer yöntemlere oranla daha az maliyetli görünüyor. Uzmanlar bu durumu göz önünde bulundurur umarım.
Rica ederim Mert Bey. Selamlar.