Oyun Planım: Ne yapmalıyım, Ne Yapmamalıyım?

Oyun planım ne olmalı sorusunu kafamda evirip çeviriyorum. Geçen hafta yatırımcının gündeminin önümüzdeki bir kaç yıl boyunca yüksek enflasyon olacağını düşündüğümü anlatmıştım. Şartların radikal bir biçimde değişebileceğini de ifade etmiştim. Dolayısıyla, yatırımcı açısından henüz yanıtlanmamış bir sürü soru var. Peki ne yapmalı? Oyun planım ne olmalı? Piyasayı zamanlamaya çalışmak iyi bir fikir mi? Riski azaltmak için bir şeyler yapmalı mı? Portföyü korumaya almanın bir yolu var mı? Bugün bu soruların bazılarına yanıt aradım.

Alternatif yatırım evrenleri neler?

Geçtiğimiz hafta içerisinde enflasyonun büyük bir sorun teşkil ettiği hemen herkesçe anlaşıldı. Şimdi artık top FED’te. Yatırımcı açısından yaşadığımız enflasyonun doğası ve FED’in vereceği politika tepkisi gidişatı belirleyecek. Esasen enflasyon konusunda iki farklı görüş var. Birincisi enflasyonun kontrolden çıktığı ve katılaşmaya başladığını savunuyor. Yani artık enflasyon beklentisi de enflasyon yaratıyor. İkincisi ise enflasyonun pandemiden dolayı bozulan tedarik zinciri nedeniyle arttığını ve bu sorunların çözülmesi ile azalacağını savunuyor. FED’in politikası konusunda da benzer bir ayrışma var. Bazıları FED’in güçlü bir şekilde daraltıcı para politikası uygulaması gerektiğini/uygulayacağını savunuyor. Diğer bir grup ise ara seçimler vb. nedenlerle piyasaları kayıran bir politika uygulayacağını savunuyor. Bu görüşlerden hangilerinin doğru olduğunu zamanla anlayacağız.

Ancak kafamızın netleşmesi açısından bu olası geleceklerin yatırımcı açısından anlamını analiz etmemiz gerekiyor. Bu kapsamda aşağıdaki matrisi hazırladım. Enflasyonun katı ve yükselen bir trend izlediğini varsayalım. FED’in tepkisi ise güçlü bir daraltıcı para politikası uygulamak olsun. Bu durumda, ABD ekonomisinde bir resesyon, ciddi şekilde yükselen faizler ve S&P 500’de ayı piyasası olan bir yatırım evreniyle yüzyüze kalabiliriz. Eğer katılaşan enflasyona FED’in tepkisi olması gerekenden az olursa yüksek enflasyonun hakim olduğu bir ekonomik ortamla da karşılaşabiliriz. Tedarik zinciri argümanını savunanlar haklıysa ve FED’in tepkisi gereğinden fazla olursa sonuç gene ekonomide resesyon olabilir. En iyi olasılık, ılımlı enflasyonu FED’in ılımlı bir daraltıcı para politikası ile kontrol altına alması olur. Yani ekonomide bir yumuşak iniş gerçekleştirilir.

ABD hazine tahvillerinde nasıl hareket edeceğim?

2022 yılında faizler her şart altında artacak gibi görünüyor. Faiz artışı tahvil fiyatlarının da gerileyeceği anlamına geliyor. Yurtdışı portföyümde uzun vadeli ABD hazine tahvillerine (IDTL) yer vermeye başlamıştım. Son 20-30 yılda tahviller S&P 500 ile negatif korrelasyona sahiplerdi. Aslına bakılırsa faizler güçlü ve sürekli bir şekilde artarsa tahvil fiyatları düşecektir. Dolayısıyla bu ilişki değişmiş olabilir. Bu açıdan bakıldığında şu anda tahvil ağırlığını artırmak ne kadar mantıklı olur bilemiyorum. Aşağıdaki grafikteki kırmızı çizgi 30 yıl vadeli ABD Hazine tahvilinin getiri oranını, mavi çizgi ise geriye dönük yıllık enflasyon oranını gösteriyor. Gri sütunlar ise resesyon dönemlerini kapsıyor. 1980’lerdeki resesyondan sonra faizler günümüze kadar uzun bir düşüş trendi sergilemişti. 1980 öncesinde de yükselen enflasyona paralel bir şekilde yükseldiğini görebilirsiniz.

Öte yandan piyasa zamanlaması yapmanın çoğu zaman işe yaramayacağını tecrübeyle biliyorum. 🙂 Üstelik birikim aşamasındayım. Yani tahvil fiyatları düştükçe alım yaparak ortalama maliyeti düşürebilirim. Bununla birlikte, alım hızımı yavaşlattım. Yani biraz gelişmeleri gözleyeceğim. Ciddi düşüşler olursa alıma devam edip maliyetimi düşüreceğim. Aksi takdirde daha seyrek alımlarla yatırıma devam etmeyi düşünüyorum.

S&P 500’de nasıl hareket etmeli?

S&P 500’de ilk ve tek ayı piyasası deneyimini 2020 yılı başında yaşadım. 🙂 Yurtdışı piyasalara yatırım yapmaya yeni başlıyordum. Bu kapsamda ufak bir miktar alım yapmıştım. Şu yazıya bakabilirsiniz. Sonra pandemi ortaya çıktı. S&P 500 birden çakılmaya başladı. Peki ben ne yaptım? Tedirgin oldum ve alım yapmak için daha ucuz seviyelere düşmesini beklemeye başladım. Tabiki düşmedi. 🙂 FED devreye girdi ve o günden bugüne S&P 500 iki kat arttı! Tarihin en kısa ayı piyasasıydı… Bu arada bu satırları yazarken o günkü ruh halimi anlamak için o tarihteki yazımı tekrar tekrar okudum. Aynı hatayı iki kez tekrarlamak istemiyorum.

Sözün özü piyasanın ne zaman ve nereye kadar düşeceğini öngörmek mümkün değil. Piyasa döndüğünde de 2020 yılında olduğu gibi yeterince yararlanamayabilirim. Bu yüzden seyrekde olsa alım yapmaya devam edeceğim.

Sonuç olarak

An itibarıyla elimdeki nakdi artırıp gelişmeleri dikkatli takip edeceğim. S&P 500 ve diğer ETF’lerde alıma devam etmeyi planlıyorum. Tabi daha az miktarda ve daha seyrek olarak. Öte yandan, bu yıl getiri anlamında S&P 500 ve tahvil ETF’lerinin en iyi ihtimalle vasat bir performans sergilemelerini bekliyorum. En kötü senaryoda ise psikolojimin test edileceği bir ayı piyasası ihtimali var. Geleceği bilmiyorum. Piyasayı kontrol etme şansım yok. Yaşayıp göreceğiz artık. 🙂

Beğendiğiniz yazılarımı sosyal medyada paylaşmayı unutmayın lütfen. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere hoşçakalın.

Copyright secured by Digiprove © 2022 Pintidegiltutumluyum