

Morningstar araştırmacıları, yayımladıkları bir çalışma ile %4 kuralının geçerliliğini yitirdiğini ileri sürdü. Morningstar 1984 yılında kurulmuş, 29 ülkede faaliyet gösteren ABD merkezli bir varlık yönetim şirketidir. Aynı zaman yatırım danışmanlığı hizmetleri de sunuyor. Daha ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Henüz bilmeyenler için %4 kuralının ne olduğunu kısaca açıklayayım. Portföyünüzden yıllık %4’lük (+ enflasyon oranı) bir oranda para çektiğinizde portföyünüz 30 yıl boyunca dayanıyor. En azından ABD sermaye piyasalarının tarihsel verilerini kullanarak yapılan çalışmalarda finansal danışmanlar bu sonuca ulaşmış. Güvenli para çekme oranı olarak da biliniyor. Finansal özgürlük için ne kadarlık bir portföy büyüklüğü gerektiğini tahmin ederken kullanıyoruz. Nasıl olduğunu burada ve şurada ayrıntılı olarak anlatmıştım. Bu oranın geçerli olmaması finansal bağımsızlık peşinde koşan benim gibi yatırımcılar için planları gözden geçirme anlamına geliyor. Konu önemli yani. 🙂 Şimdi mevzuya biraz daha yakından bakalım.
Morningstar araştırması

Morningstar, 11 Kasım 2021 tarihinde “State of Retirement Income: Safe Withdrawal Rates” (Emeklilik Gelirinin Durumu: Güvenli Para Çekme Oranları) başlıklı bir araştırma makalesi yayınladı. Araştırmacılar; orjinal çalışmadaki varsayımlar çerçevesinde ama geçmiş getiri oranlarını değil önümüzdeki dönem için beklenen getiri oranlarını esas alarak Monte-Carlo simülasyonu yapmışlar. Sonuç olarak, şu anki piyasa koşullarında emekli olanlar için güvenli para çekme oranını %3,3 olarak tahmin etmişler. Bu sonuca tahvil getirilerinin çok düşük olması ve hisse senetleri değerlemelerinin tarihsel normlara göre çok yüksek olmasının yol açtığını söylüyorlar. Diğer bir deyişle, araştırmacılar önümüzdeki dönemde hisse senedi ve tahvil getirilerinin geçmişe kıyasla düşmesini bekliyorlar.
Orjinal çalışmalar

%4 kuralını ilk ortaya atan kişi finansal planlamacı William Bengen‘dir. Bu yüzden Bengen Kuralı olarak da adlandırılmaktadır. Bengen, 30 yıllık bir emeklilik süresince portföyü tamamen kurutmadan yüzde kaçlık bir oranda para çekilebileceğini hesapladı. 1994 yılında yaptığı bu çalışmada hayali bir emeklinin %50 hisse senedi ve %50 devlet tahvilinden oluşan bir portföy oluşturduğunu varsaydı. Emekli olan kişinin bu portföyden reel alım gücünü koruyarak sabit bir oranda para çekeceğini öngördü. Daha sonra, 1926 yılından bu yana her 30 yıllık dönem için gerçekleşmiş sermaye piyasası getirilerini kullanarak güvenli para çekme oranını tahmin etti. Buna göre, hayali emeklimiz %4 oranından başlayıp, her yıl enflasyon oranında çekim miktarını artırırsa portföy 33 yıl dayanıyordu. 1998 yılında Trinity Üniversitesi hocaları Bengen’in araştırmasını varsayımları genişleterek geliştirdiler. Diğer bir deyişle, portföydeki varlık oranlarını ve periyotları farklılaştırdılar. Ayrıca, devlet tahvili yerine yatırım yapılabilir şirket tahvillerini esas aldılar. Sonuç değişmedi.
%4 kuralı tamamen çöpe mi gitti?

Hemen heyecanlanmayın. Çünkü Morninstar’ın çalışması epey muhafazakar varsayımlar üzerine kurulu. Nitekim araştırmacılar da bunun altını çiziyorlar. Örneğin, 30 yıllık yaşam beklentisi biraz yüksek. Yani çoğu kişi 30 yıldan önce hakkın rahmetine kavuşuyormuş. İkinci olarak, simülasyonda porftöyden çekilen para enflasyondaki artışa paralel olarak artırılıyor. Yani reel olarak yıl bazında sabit bir tüketim varsayılıyor. Ancak, çoğu emeklinin tüketim harcamaları zaman içerisinde azalıyor. Üçüncü olarak, piyasadaki volatileye bağlı olarak para çekme miktarı değişmiyor. Gerçek hayatta ise insanlar bu tür değişimlerde harcama kalıplarını değiştiriyorlar. Son olarak, simüle edilen bu emeklilik planı için %90 başarı oranı belirlenmiş. %4 kuralı ise simülasyonda %74 oranında başarılı olmuş. Yani daha düşük bir başarı olasılığını kabul edebilirseniz %3,3’ün üzerinde para çekebilirsiniz portföyünüzden. Hatta araştırmacılara göre yukarıdaki varsayımları farklılaştırıp elde ettiğiniz bazı senaryolarda portföyden %4,5 oranında bile para çekmek mümkün görünüyor.
Morningstar önerileri

Başarı olasılığımızı yada para çekme oranını artırmak için neler yapabiliriz? Araştırmacılar makalelerinde bu soruya da ayrıntılı yanıt vermişler. Portföy ve portföy dışı stratejiler olarak iki kategoriye toplamışlar.
Portföy düzeyinde
Vergi maliyetini azaltma
“Vergi: En Yüksek Gider Kalemi” başlıklı yazımda Türkiye’de yaşayan bir bordro mahkumunun toplam vergi yükünün gelirinin en az yarısı olduğunu göstermiştim. Oran ve miktar olarak maaşlı bir çalışanın en büyük gideridir vergi. “Dolayısıyla Vergi Giderimi Nasıl Azaltabilirim?” sorusunu her fırsatta kendimize sormalıyız diye düşünüyorum. Nitekim vergiden kaçınma yatırım yaparken her zaman aklımın bir köşesinde. Neyse, Morningstar araştırmacıları da emeklilik aşamasında ilk olarak vergi minimizasyonu yapılmasını öneriyor. Vergi doğuran satım işlemlerinin ertelenmesini, vergi doğurmayan kazançların öncelikle çekilmesini tavsiye ediyorlar. Başka öneriler de var ama Türkiye’ye uymuyor.
İşlem maliyetlerini sınırlama
Türkiye’deki küçük yatırımcıların büyük bir kısmı işlem maliyetlerine önem vermiyor. En azından sosyal medyadan böyle gözlemledim. Halbuki, uzun vadede getiri performansını en çok etkileyen değişkenlerden biri bu kalem. Nitekim, araştırmacılarda vergiden sonra yapılacak ikinci iş olarak bu maliyet kaleminin minimize edilmesini öneriyorlar. Yani, alım/satım aracılık komisyonlarını, fon aldıysanız genel yönetim giderlerini ve finansal danışmanlık ücretlerini en aza indirgemeniz gerekiyor. “Yönetim Ücretleri ve Menkul Kıymet Yatırım Fonları” başlıklı yazımda aktif yönetilen yüksek ücretli fonları çok uzun süre elde tutmanın sonucunu bir simülasyonla göstermiştim. Merak edenler bir göz atabilir.
Değerleme merkezli para çekme
Emeklilik portföyünüzden elde edeceğiniz geliri maksimize etmek için piyasaların durumuna göre satacağınız varlıkları farklılaştırabilirsiniz. Örneğin, çok değerlenmiş bir hisse senedi piyasası ortamında hisse senedi satıp nakit elde etmek mantıklı olabilir. Diğer taraftan, hisse senetleri piyasasının kötü olduğu bir ortamda kar payı, kupon geliri ile idare etmek akıllıca olacaktır. Tabi bu kalemleri tahvil satışı ile destekleyebilirsiniz.
Daha düşük başarı oranı
Her yatırımcının risk iştahı farklıdır. Eğer ortalama bir yatırımcıdan daha fazla risk alabiliyorsanız, fazla düşünmeye gerek yok. Morningstar’ın çalışmasına göre %80 başarı oranı %3,9 güvenli para çekme oranı anlamına geliyor. Yani %3,9 veri iken her 100 portföyden 80’inde para 30 yıldan önce bitmiyor.
Enflasyonu tam yansıtmama
Yukarıda da ifade ettiğim gibi simülasyon çalışmasında emeklilerin reel bazda her yıl sabit gelir elde etmek istedikleri varsayılıyor. Ancak, gerçek hayatta emeklilik süresi arttıkça tüketim azalıyor. Sadece, çok ileri yaşlarda sağlık harcamaları nedeniyle para ihtiyacı artıyor. Dolayısıyla, reel olarak harcama gücü sabit tutulmayıp biraz düşmesine izin verilebilir. Araştırmacılara göre enflasyon ayarlamasında her %25’lik düşüş, güvenli para çekme oranında 0,25 puan artış anlamına geliyor.
Yatırım performansını iyileştirme
Daha yüksek güvenli para çekme oranına kavuşmanın bir diğer yolu da portföyün getiri performansını yükseltmek olabilir. Tabi söylemesi yapmasından kolay. 🙂 Ancak, biraz daha fazla sistematik risk alıp, beklenen getiri oranını artırabilirsiniz. Bununla birlikte, daha fazla risk standart sapmanın yükselmesi anlamına geliyor. Araştırmacılar, volatilite aşırı yükselirse amaçlanın tam tersi bir sonuca yol açılacağını vurguluyorlar.
Portföy dışı
Emekliliği ertelemek
Emeklilik döneminde harcama gücünü yükseltmenin portföy dışı bir yolu da emekliliği ertelemektir. Bu tercih iki yönden avantaj sağlamaktadır: (1) Çalışılan her yıl beklenen ömrün (emeklilikte geçen) azalmasına yol açıyor. (2) Emeklilik portföyüne ilave tasarruf aktarabilir ve mevcut portföy bileşik getirinin gücünden daha fazla yararlanabilir. Morningstar’a göre bu çalışma kapsamında emeklilik 5 yıl ertelenirse %4 güvenli para çekme oranı uygulanabilir hale geliyor.
Harcamaları azaltmak
Çalışma kapsamında portföy büyüklüğünü hesaplarken genellikle çalışma hayatındaki gelirin %80’i kadar emeklilikte para harcanacağı varsayılıyor. Ancak, bu bir genel geçer kabul. Eğer yüksek gelir ve yüksek tasarrufa sahip biriyseniz bu oranın çok altında bir gelirle de yaşamak mümkün.
SGK emeklilik maaşları
Morningstar, araştırmacılarına bu çalışmayı yaptırırken esas olarak ABD vatandaşlarını hedefliyordu. Dolayısıyla, oranın şartlarına uygun önerileri var. Türkiye özelinde ise SGK ve özel emeklilik şartları iyi olan bir işte çalışmak büyük avantaj sağlayabilir.
Yıllık gelir sigortası (annuity)
Sigorta şirketine prim ödeyerek gelecekte belli bir dönemde düzenli bir nakit akışı sağlayabilirsiniz. Türkiye’de pek yaygın değil sanırım. Ancak emekliliğin ileri dönemlerinde nakit akışını sağlama almak için böyle bir sigorta kullanılabilir.
Sonuç olarak
Sermaye piyasalarının getiri oranları, önümüzdeki on yıllarda geçtiğimiz dönemlerdeki gibi olmayabilir. Aslına bakılırsa, bir önceki yazımda JP Morgan’ın hisse senedi ve tahvillerin beklenen getirilerinin geçmişe kıyasla düşmesi beklentisini aktarmıştım. Morningstar araştırmacıları da küresel enflasyonun makul bir seviyede (%2,2) kalacağını öngörmüşler. Tabi gerçekleşme beklentilerden farklı olursa bu araştırma tamamen çöpe gider. Zira bu çalışmayı yapan araştırmacılar beklenen enflasyon değişkeninin sonuç üzerinde en yüksek etkiye sahip olduğunu vurgulamışlar. Halihazırda gelişmiş ülke ekonomilerinin çoğunda enflasyon son 30 yılın zirvesinde. Ayrıntı için şurayı tıklayabilirsiniz. Ancak, %4 kuralını yerçekimi kanunu gibi düşünmemek lazım. Yatırım ve harcama konusunda esnek bir tavır alarak emeklilikte parasız kalma olasılığını en aza indirebiliriz.
Bu satırları kaleme aldığımda Para Kurulu toplantısının sonuçlarının açıklanmasına yarım saat vardı. Dolar/TL kuru 10,55 idi. Gece ise neredeyse bir dolar 11 TL’yi gördü. Bu çalışmalar istikrarlı bir para birimi olan ABD Doları baz alınarak hazırlanıyor. Maalesef Türk Lirası ekonomik anlamda istikrarlı bir para birimi değil. Zira bir paradan beklenen tasarrufların değerini zaman içinde koruma işlevini yüksek enflasyondan dolayı yerine getiremiyor. Bakınızı “Enflasyon ve Para“, “Alım Gücü, Enflasyon ve Finansal Bağımsızlık” ve “Dolar/TL Kuru, Enflasyon ve Yatırım“. Dolayısıyla, finansal bağımsızlık veya emeklilik planlarınızda bunu göz önüne alarak hesap kitap yapmalısınız. Yoksa sonu hüsran olabilir…
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere sağlıcakla kalın.
Okuyucularıma Not
Pinti Değil Tutumluyum’a ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu bloğu ayakta tutabilmek ve masraflarını karşılayabilmek için bağlı linkler kullanmaya karar verdim. Eğer burada yazdıklarımın size bir değer kattığını düşünüyorsanız, aşağıdaki linklere tıklayarak bana destek olabilirsiniz.
Ya da doğrudan bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz: Buy Me a Coffee
Interactive Brokers ile 33 ülkede yer alan 135 piyasaya 23 farklı para birimi kullanarak erişebilirsiniz. Hisse senedi, tahvil, opsiyon, futures, FX ve fon işlemlerinizi çok düşük maliyetle yapabilirsiniz. Interactive Brokers hesabınıza para transferini Türkiye’de ki Türk Lirası hesabınızdan EFT yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için Interactive Brokers hesabı açın.

Ongorululbilir olmasi acisindan ben USD bazinda yapiyorum bu plani. Ancak USD uzerindeki enflasyonu da dusununce expected return ve withdrawal rate kismi hesabi guclestiriyor.
Maalesef öyle Ozan Bey. Ama çok fazla da planlama yapmamak lazım. Yoksa insan eyleme geçemeyebiliyor. ABD’de ben enflasyonun orta ve uzun vadede kontol altına alınacağına düşünüyorum. ABD’nin kurumları güçlü. Sürekli yüksek enflasyona izin vereceklerini sanmıyorum. Selamlar.