
Dolar/TL kurunun ne olacağı sorusu gündemde yine yerini aldı. Tabi bu sefer asıl sorun Türk Lirasının nereye kadar değerleneceği. 🙂 Şahsen Türk Lirasının değerlenmesinde hiç bir çekincem yok. Bakınız: Gündem ve Aklıma Takılanlar. Aslında Dolar/TL kurunun uzun vadede yukarı gideceğini yani Türk Lirası’nın Dolar karşısında değer kaybedeceğini bloğun ilk yazısından itibaren ara ara yazıyorum. Sebebini de defalarca söyledim. Bir kez daha tekrar edeyim: siyasi iradenin popülist politikaları nedeniyle enflasyon kontrol altına alınamıyor. Bu nedenle Türk Lirası, uzun vadede ABD ve Türk ekonomilerinin enflasyon (ve faiz oranları) oranı farkı kadar değer kaybediyor. Ayrıntı için şu yazıya bakabilirsiniz.
Neyse, konumuza dönersek daha iki hafta önce yazdığın konuda niye tekrar yazıyorsunuz diye sorabilirsiniz haklı olarak. Geçen gün Bloomberg‘te Dolar/TL kuru ile ilgili bir regresyon çalışması gözüme çarptı. Kuru basit bir şekilde regresyon analizine tabi tutmuşlar ve ortalamasından ne kadar saptığına bakmışlar. Tabi ortalamasına geri yakınsayacağını da varsaymışlar. Benzerini hisse senetleri için yapıyorum biliyorsunuz. Bende ham verilerle benzer bir çalışma yaparak merakımı giderdim. Sonuçlarını da sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Reel efektif döviz kuru
Dolar/TL’ye daha yakından bakmadan önce bir konuya daha değineyim. Türk Lirası’nın değerindeki dalgalanmayı reel efektif döviz kuruna bakarak daha sağlıklı görebiliriz. Bu göstergenin normal kurdan farkı Türkiye’nin ticari partnerlerinin kurlarını ağırlıkları nispetinde dikkate alarak TL’nin değerini ortaya koymasıdır. Merkez Bankası’nın yayımladığı verileri baz alarak 2003 yılından günümüze reel efektif döviz kurunun grafiğini hazırladım. Aşağıdaki grafikte gördüğünüz üzere yeşil çizgi ortalamayı, kesikli çizgiler ise standart sapmaları gösteriyor. Ortalama değer 100’e yakın. Yeşil çizginin üzeri TL’nin Türkiye’nin ticari partnerlerinin paralarına göre değerli olduğu bölgeyi, yeşil çizginin altı ise daha değersiz olduğu bölgeyi gösteriyor. Bu grafikten 2013 yılından itibaren TL’nin dalgalı bir biçimde değer kaybettiğini anlıyoruz. Türk Lirası’nın, gözlemlerin bulunduğu dönem içerisinde ki en düşük seviyeyi ekonomi yönetiminin değiştiği tarihten hemen önce gördüğü de söylenebilir. Daha sonra izlenen ortodoks para politikası ile kısmi bir toparlanma olmuş görünüyor. Bu politikaların devam edip etmeyeceği ve TL’deki toparlanmanın uzun soluklu olup olmayacağını ise yaşayarak göreceğiz.

Dolar/TL’nin üssel artışı
Şimdi Dolar/TL kuruna odaklanalım. Aşağıdaki grafikte 2003 yılı başından itibaren aylık frekansta kurun değerini görüyorsunuz. Verileri, TCMB Elektronik Veri Dağıtım Sistemi‘nden aldım. Grafikten açıkça gördüğünüz üzere kur doğrusal değil üssel bir artış eğilimi sergiliyor. Türk Lirası Dolar karşısındaki değerini 2008 yılındaki küresel finansal krize kadar korumuş denilebilir. O tarihten sonra zaman zaman kısmi geri dönüşler olsada Türk Lirası değer kaybetmeye başlamış. 2013 yılı sonrası değer kaybı oldukça hızlanmış olduğu yorumu da yapılabilir. Hatırlatmak gerekirse 2013 yılında FED gevşek para politikasının sonuna gelindiğini ifade etmişti.

Dolar/TL ve regresyon analizi
Doğrusal regresyon analizi yapabilmek için öncelikle verileri doğrusal hale getirmemiz gerekiyor. 🙂 Bunun için bağımlı değişkenimizin doğal logaritmasını aldım. Daha sonra Stata’da zamana karşı basit doğrusal regresyona tabi tuttum. Sonucun grafik halini aşağıda görüyorsunuz. Ortadaki kırmızı doğru regresyon doğrusunu, kesikli çizgiler ise standart sapmaları gösteriyor. Regresyon doğrusunun yani ortalamanın altı Türk Lirası’nın Dolara karşı değerli olduğu bölgeyi temsil ediyor. Üstü ise değersiz olduğu bölgeyi gösteriyor. Bu kapsamda, Türk lirası’nın Dolara karşı değerinin, olması beklenen değere göre neredeyse 2 standart sapma üstte olduğu yani değersiz olduğunu söyleyebiliriz.

Şimdi doğal logaritmaları ortadan kaldırarak grafiğe bakalım. Şu an veri setindeki en son gözlem 2021 yılı Ocak ayına ait ve 7,4 TL/Dolar. Analize göre olması gereken değer ise 5 TL/Dolar. 🙂 Yanlış anlaşılma olmasın. Dolar/TL kurunun adil değeri 5 TL olmalı demiyorum. Sadece bu regresyon modeli bunu ima ediyor diyorum. Bu yaklaşımın ne kadar sağlıklı olduğu sorgulanabilir tabi. Merak edenler için aşağıdaki grafiğin veri seti burada yer alıyor.

Yapısal kırılma
Yukarıdaki modeli biraz farklılaştırabiliriz. Zira bağımlı değişkenin doğal logaritmasını alsak da gözlemler çok doğrusal ilişkiyi andırır bir şekilde dağılıyor gözükmüyor. Yukarıda belirttiğim gibi 2008’e kadar farklı bir dinamik, 2008 sonrası da farklı bir dinamik söz konusu olabilir. Yani veri setimizde bir yapısal kırılma yani rejim değişikliği olabilir. Gerçekten de 2008 öncesi Ecevit Hükümeti’nin ve Kemal Derviş’in IMF destekli ekonomik programı yürürlükteydi. 2008 tarihinden sonra ise, yanlış hatırlamıyorsam, IMF ‘bagajı’ atıldı. Yola dolu dizgin popülizm ile devam edildi dersek yanlış olmaz. 🙂 Tabi vaktim kısıtlı olduğu ve esasen uğraşmak istemediğim için bu yapısal kırılma hipotezini istatiksel olarak test etmedim. Netice itibarıyla akademik bir iş yapmıyoruz. Her şeyin kitabına göre olmasına gerek yok.
Özetle, veri setini 2008 Ocak ayını esas alarak ikiye böldüm. 2008 sonrası verilerinin doğal logaritmasını alarak Stata’da regresyon analizine tabi tuttum. Sonucun grafik halini aşağıda görebiliyorsunuz. Gözlemler regresyon doğrusunun etrafında daha ‘iyi’ dağılmış duruyor. Bu analize göre kurun veri seti içindeki en güncel gözlem değeri beklenen değerinin sadece bir standart sapma üzerinde gözüküyor.

Sıradan okuyucu açısından daha anlaşılır olması için doğal logaritmayı kaldıralım şimdi. Verileri bu şekilde grafiğe dökünce daha ilginç bir sonuç elde ettik. Bu modelden elde ettiğimiz sonuca göre kurun olması beklenen değeri 6,33 TL/Dolar! 🙂 Merak edenler aşağıdaki grafiğin veri setine buradan ulaşabilir.

Sonuç olarak
Bloomberg’in yöntemini izleyerek merakımı tatmin etmek için Dolar/TL kurunu regresyon analizine tabi tuttum. Eğer kurun uzun dönem ortalamasına geri döneceğine güveniyorsak, mevcut durumda ne noktada olduğumuzu anlamak açısından faydalı bir analiz olabilir. Yalnız şunu tekrar vurgulamak istiyorum: geleceği bilmek olanaksız. Kurun bulunduğu noktadan 6,33’e kadar gerileyeceğinin hiç bir garantisi yok. O noktaya gidebilir hatta ‘uygun’ para politikasıyla daha da değerlenebilir. Tabi o bölgede kalır mı orası ayrı. 🙂 Uzun vadede bence durum net. Bol bol popülizm eşittir yüksek enflasyon, Türk Lirasındaki değer kaybı ve fakirlik. Umarım yanılırım.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere sağlıcakla kalın.
Okuyucularıma Not
Pinti Değil Tutumluyum’a ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu bloğu ayakta tutabilmek ve masraflarını karşılayabilmek için bağlı linkler kullanmaya karar verdim. Eğer burada yazdıklarımın size bir değer kattığını düşünüyorsanız, aşağıdaki linklere tıklayarak bana destek olabilirsiniz.
Ya da doğrudan bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz: Buy Me a Coffee
Interactive Brokers ile 33 ülkede yer alan 135 piyasaya 23 farklı para birimi kullanarak erişebilirsiniz. Hisse senedi, tahvil, opsiyon, futures, FX ve fon işlemlerinizi çok düşük maliyetle yapabilirsiniz. Interactive Brokers hesabınıza para transferini Türkiye’de ki Türk Lirası hesabınızdan EFT yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için Interactive Brokers hesabı açın.

Elinize sağlık yazınız sayesinde Dolar/TL yi daha önce görmediğim farklı bir bakış açısıyla da görmüş oldum.Teşekkürler iyi çalışmalar.
Rica ederim Çağlar Bey. Kolaygelsin.