
Borsa İstanbul zirvedeyken geriye dönüp kaçırdığım fırsatları sizinle paylaşmaya karar verdim. Zira sosyal medyaya baktığımda çoğu insan ne kadar doğru karar verdiklerini ve ne kadar çok kar ettiklerini anlatıyor genellikle. Ben tersini yapacağım bugün. Yaptıklarımdan ziyade yapamadıklarımı anlatacağım ve neden yapamadığımı anlamaya çalışacağım. Başlamadan önce yurt içi hisse senedi portföyümün durumuna bir bakalım öncelikle.
Borsa İstanbul zirvedeyken portföyüm
En son Ocak ayında portföye üç yeni hisse senedi katmıştım. Merak eden okuyucularım şu yazıya bakabilir. Çok fazla alım satım yapmadığım için aracı kurumun çevrim içi arayüzüne pek girmiyorum. Onun yerine Yahoo Finance‘dan takip ediyorum portföyün durumu. Daha pratik oluyor. Neyse, bugün itibarıyla portföyün durumunu aşağıdaki tablodan görebilirsiniz. İlk sütun hisseleri, ikinci sütun günlük fiyat değişimlerini (%), üçüncü sütun hisse sayısını, dördüncü sütun ortalama maliyeti, beşinci sütun hisselerin bugünkü piyasa değerlerini, dördüncü sütun günlük getiri oranlarını (%) ve son %’lik değerlerin yer aldığı sütun ise toplam getiri oranını gösteriyor. Gördüğünüz üzere sadece üç hisse de %50’nin üzerinde kardayım. Bir hissede de %29 kardayım. Kalan üç hissede ise toplam karım %10’un altında. Tabi bazı hisseleri uzun süre önce almışken bazı hisse senetlerini nispeten yakın zamanda portföye kattım. Yani aslında konunun bir fırsat maliyeti tarafı da var ama basitlik açısından bu hususu görmezden geleceğim.

Borsa İstanbul zirvedeyken kaçırdığım fırsatlar
Otokar
İki yıl önce yani 2018 yazında bu hisse senedinin fiyatının dolar bazında tarihi düşük düzeylerde olduğunu tespit etmiştim: uzun dönem trend değerinin tam 3 standart sapma altında! Otokarın regresyon analizini merak eden bu ve şu yazıya bakabilir. Üstelik Türkiye’nin en büyük kurumsal sanayi grubunun bir şirketiydi ve niye bu kadar düşük fiyatlandığını anlamamıştım o zaman. Tabi şirketin tasarladığı tankın seri üretiminin başka bir firmaya verilmesi hikayesi vardı. 🙂 Ancak yetkin bir yönetim böyle sorunları aşmanın yolunu bulurdu uzun vadede. 2018 kur şoku yaşanıyordu ve ben Borsa İstanbul’a uzun yıllar sonra tekrar giriş yapıyordum. Bugünden geriye bakınca biraz fazla ihtiyatlı hareket ettiğimi söyleyebilirim o yüzden. Az bir miktar alıp, gidişata göre alıma devam etmeyi düşündüm. İlk alımlardan sonra hisse bana fırsat vermedi, sürekli yükseldi ve yeni alım için hiç bir zaman istediğim kadar düşmedi. 🙂 Üçe beşe bakmak beni büyük bir kar fırsatından mahrum bıraktı anlayacağınız. Pişmanlığımı daha önceki bazı yazılarımda da belirtmiştim.
Türk Traktör
2018 kur şokundan sonra fiyatı yerin dibine inmiş bir başka şirkette Türk Traktör idi. Tabi hisse fiyatı ekonominin yükseliş ve çöküş döngüsüne göre hareket eden döngüsel bir şirketti. Yaklaşık 30 TL civarı maliyetten aldım biraz. Ancak uzun süre pek fazla hareket etmedi ve bende satıp başka varlık almaya karar verdim. Ekonomik çevrim iyileşince bu hisseyi yeniden alacaktım sözde. Böylece elimdeki sermayeyi daha iyi bir şekilde değerlendirecektim. Ancak reel ekonomide kriz sürerken Borsa İstanbul ekonominin düzelmesini pek fazla beklemedi. 🙂 Nitekim bende bu yılın Ocak ayında 59 TL’den biraz alıp portföye kattım. Amacım fiyat düşüşleri olduğunda bu hissenin portföydeki payını artırmaktı. Bilin bakalım ne oldu? Hisse yine istediğim düzeylere geri gelmediği gibi yükseldi gitti. Bugün itibarıyla da 90 TL’nin üzerini gördü. 🙂 Sabırsızlık, açgözlülük ve piyasanın ne yönde gideceğini tahmin etme alışkanlığı yine büyük bir kar fırsatının elden kaçmasına neden oldu…
Vakko
2018 yılında değerleme çalışmaları yaparken üzerinde çalıştığım bir hisse senedi de Vakko’ydu. Lüks tüketim alanında Beymen’le birlikte Türkiye’de faaliyet gösteren iki oyuncudan biriydi. Zenginler krizlerden pek etkilenmez. Yani lüks tüketim çok düşmez. Bu nedenle kriz zamanlarında portföye katmak için güzel bir seçenek olabilir diye düşünmüştüm. Neyse 2,90’lardan bir miktar alıp bekledim. Ancak hisse fiyatı uzun süre bu civarlarda döndü durdu. Yine sabırsızlığıma yenildim ve satıp elde edeceğim kaynağı daha karlı olacağını öngördüğüm hisselere aktarmaya karar verdim. Hissenin fiyatı şu an 6 TL’ye yakın… 🙂
Tüpraş
Tüpraş eski göz ağrım. Yıllar önce yine ucuz olduğu bir dönemde yüklü bir alım planlamıştım bir arkadaşla. Ancak, o esnada Viop ve kaldıraç olayına girdik ve Tüpraş işini rafa kaldırdık. Eğer Türpraş planımıza devam etseydik iki yılda parayı ikiye katlamış olacaktık. Ama sabırsızlık, açgözlülük ve aşırı kendine güven devreye girdi ve sonuçta Viop ve kaldıraçtan ciddi bir zarar ettim. Bu hikayeyi daha önce bir başka yazımda anlatmıştım aslında. Neyse, itiraf ediyorum: iki yıldır gözüm bu hissedeydi. 🙂 O yüzden fiyat düşmeye başlayınca almaya başladım. Ancak fiyat daha da düşmez dedikçe düşmeye devam etti. Aşağıda alımlarım kayıtlı. Ben 122 TL’yi ucuz bulurken iki ay içerisinde fiyat bunun neredeyse yarısına düştü! 🙂 Elimde nakit kalmadığı için daha fazla 67 TL’den TÜPRAŞ alamadım. Aslında performans çok kötü değil. Ama alımlarımda acele etmeseydim muhtemelen ortalama maliyetim daha düşük olacaktı. Sabırsızlık ve fırsatı kaçırmamalıyım duygusu etkili oldu.

Borsa İstanbul zirvedeyken bu fırsatları kaçırdım da ne oldu?
Finansal bağımsızlık açısından
Kaçırdığım bu fırsatların hiç bir önemi yok. Bu fırsatların hiç birini kaçırmasaydım bile en fazla 2-3 aylık tasarrufum kadar ek karım olurdu. Çünkü finansal bağımsızlık portföyümün ve Borsa İstanbul özelinde tahsis ettiğim sermayenin büyüklüğü çok sınırlıydı. Yani birikim aşamasında tasarruf oranı, getiri oranından çok daha önemli. Ne zamanki 100 – 150 bin dolarlık bir portföy büyüklüğüne ulaşırım, işte o zaman yatırım kararlarımda daha dikkatli olmam gerekir. Charlie Munger‘in de ilk 100 bin doları eşik değer olarak belirlediği çoğunuzun malumu. Tabi Munger bu sözü ne zaman söyledi bilemiyorum. Ama tarihi epey geriye gidiyorsa bu miktarı günümüze kadar gerçekleşen enflasyon oranında yukarı düzeltmenin gerektiğini de not etmiş olayım.
Duygular
Ne kadar bilgi sahibi olsanız da bir insan olarak duygularınız ve bilinçaltınızla karar veriyorsunuz. Dolayısıyla, her zaman hata yapacağımı kabullenmem gerek. Kendime karşı da katı olmamalıyım. Zira o tarihte işlerin nasıl gelişeceğine dair bilgim yoktu. Sadece riskler ve tahminlerim vardı. Eksik bilgi ile alınan yatırım kararlarının da optimal olmaması çok normal. Aksi anormal bir durum olurdu. İşte bu nedenlerle, düzenli bir şekilde piyasa zamanlaması yapmak veya piyasanın gideceği yönü doğru tahmin etmek çok zor.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere;
Okuyucularıma Not
Pinti Değil Tutumluyum’a ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu bloğu ayakta tutabilmek ve masraflarını karşılayabilmek için bağlı linkler kullanmaya karar verdim. Eğer burada yazdıklarımın size bir değer kattığını düşünüyorsanız, aşağıdaki linklere tıklayarak bana destek olabilirsiniz.
Ya da doğrudan bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz: Buy Me a Coffee
Interactive Brokers ile 33 ülkede yer alan 135 piyasaya 23 farklı para birimi kullanarak erişebilirsiniz. Hisse senedi, tahvil, opsiyon, futures, FX ve fon işlemlerinizi çok düşük maliyetle yapabilirsiniz. Interactive Brokers hesabınıza para transferini Türkiye’de ki Türk Lirası hesabınızdan EFT yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için Interactive Brokers hesabı açın.

Harika bir yazı daha baziy şeyleri ne kadar okursan oku davranış ile tecrübe etmek bambaşka bir durum
Teşekkür ederim.