
Piyasalar, yani finansal bağımsızlık yolculuğumuzun belkemiği sermaye piyasaları ne durumda olduğuna bir göz atmaya karar verdim. Covid-19 salgınının yol açtığı ekonomik krizle ilgili en son yazım üzerinden yaklaşık 1,5 ay geçmiş. O yazıda reel ekonomi ve Covid-19 salgını kapsamında ifade ettiğim görüşler bence bugün içinde geçerli. Uzun süren karantina tedbirleri ekonomik açıdan kaldırılamayacağı (ve dolayısıyla siyaseten de) için doğanın kanunları çalışacak. Reel ekonomideki muazzam arz ve talep şoklarının yol açtığı ekonomik kriz ve işsizlik ise kağıt üzerinde bile olsa hemen ortadan kaldırılamayacak. FED Başkanı ve diğer uluslararası kurumlar bunu muhtelif ortamlarda kamuoyuna duyurdular zaten. İlginç olan finansal piyasaların verdiği tepki.
Piyasalar: S&P 500
Amerikan ekonomisi sadece Covid-19 salgının yol açtığı sorunlarla boğuşmuyor. Bir türlü yok olmayan ırkçılık, feci bir olayla tekrar hortladı yeni dünyada. Bu olaya tepki olarak da muazzam gösterilerle sarsılıyor bütün ABD. Tam bu esnada ABD borsaları %30’dan fazla artıyor. Bu iş nasıl oluyor? Öncelikle, ABD Merkez Bankası ve Kongre daha önce pek örneği görülmemiş bir finansal desteği çok hızlı bir şekilde devreye soktular. FED para arzını artırdı ve gerekirse sınırsızca para basacağını da dile getirdi. Keza bankanın politika faizi de neredeyse sıfır. Kongre’de, hanehalkının harcanabilir gelirindeki düşüşü telafi etmek amacıyla insanların cebine ‘canlı’ para koyuyor. Üzerine ciroları düşen firmalara destek olacak önlemler alıyor. Sonuçta S&P 500 endeksi hızlıca geri geldi.

Kaynak: Yahoo Finance
Yurtdışı yatırımlarım ne durumda?
Krizde hisse ve nakit pozisyonumu olduğu gibi korudum. Stratejim, daha önce ifade ettiğim gibi, eğer S&P 500 uzun dönem trend değerine düşerse yurtdışı piyasalar için ayırdığım nakitle alım yapmaktı. Aksi durumda elim de nakit biriktikçe ihtiyatlı bir şekilde kademeli alıma devam edecektim. Şu ana kadar piyasalar benden çok daha iyimser çıktı. 🙂 Örneği görülmemiş bir biçimde çok hızlı bir geri dönüş oldu.
Aşağıdaki şekilde S&P 500’i takip eden düşük maliyetli ETF’lerimin yılbaşından bu yana göreli getiri performanslarını görüyorsunuz. Vanguard S&P 500 UCITS ETF USD Distributing (VUSD.L) yılbaşı değerine göre %-3,8 eksideyken Vanguard S&P 500 UCITS ETF USD Accumulation (VUAA.L) %-18,5 ekside…

Kaynak: Yahoo Finance
Şu an S&P 500 tekrar tarihi zirvesinin yakınında. Dolayısıyla, bugünlerde daha karlı diğer imkanları (Eurobond + Borsa İstanbul) kovalıyorum. S&P 500’ün %30 düşüp, geri gelmesini kaçan bir fırsat olarak görebilirsiniz. Ancak, ben alım yapsaydım ve endeks geri gelmeyip düşmeye devam etseydi ne olacaktı? Muhtemelen sermaye kaybım %50’yi bulacak veya aşacaktı. Uzun vadede sürekli alımlarla ortalama maliyeti düşürmek mümkün olabilirdi tabi. Ama insan psikolojisini de unutmamak lazım… Sonuçta gece yatağa uzandığımda rahat uyumayı tercih ederim.
Piyasalar: Borsa İstanbul
Bist 100
Aslında Bist 100’de S&P 500’de olduğu gibi bir geri dönüş oldu. Ancak 20 Ocak’ta gördüğümüz zirvenin (122.619 puan) hala 12.000 puan altında. Bunun nedeni de bana göre Türkiye’nin en büyük şirketlerinin değerlerini yeteri kadar toparlayamaması. Zira reel mevduat faizinin negatife düşmesi nedeniyle tecrübesiz yerli yatırımcılar akın akın borsaya geliyorlar. Dikkat çekici bir tezatlıkla kurumsal yabancı yatırımcılar da satarak paylarını düşürmeye devam ediyorlar. Büyük şirketlerde yabancı payının tarihsel olarak yüksek olduğunu da not edeyim. Bakalım bu işin sonu nereye varacak? Son olarak 16 Haziran 2020 tarihi itibarıyla Bist 100 ucuz görünüyor: fiyat/kazanç oranı 8,73 iken fiyatın defter değerine oranı ise 0,9683. Ucuz olmasının haklı bir gerekçesi var mı? Yoksa Bist 100’ün içkin değeri adil mi? Yerli yatırımcılar mı haklı yoksa yabancı yatırımcılar mı?

Kaynak: www.bloomberg.com
Bist 30
Bist 30’da ki geri dönüş Bist 100’e göre daha mütevazi kaldı. 20 Ocak tarihindeki zirvesinin (148.578) yaklaşık 22.000 puan altında gözüküyor. Bist 30’un fiyat/kazanç oranı da sadece 7,67. Fiyatının defter değerine oranı ise 0,8477. Bist 100’e göre piyasa tarafından daha ucuza değerlenmiş gözüküyor. Yukarıda da değindiğim gibi Borsa İstanbul’da yerli yatırımcı furyası hacmi ve yabancı payı düşük hisselerin fiyatlarını yukarı doğru çekerken büyük hacimli hisselerde yabancıların bıraktığı boşluğu doldurmakta zorlanıyor diyebilirim.

Kaynak: www.bloomberg.com
Bist 100 ve Bist 30’da yer alan şirketlerin farklı dinamikleri yıl başından bu yana getiri oranı performanslarında da belli oluyor. Aşağıdaki şekilden görüldüğü üzere yıl başından bu yana Bist 100 %20,22 artıdayken, Bist 30’da ki artış %11 olarak gerçekleşmiş.

Kaynak: www.bloomberg.com
Borsa İstanbul portföyüm
Aşağıdaki şekilde Borsa İstanbul portföyümde yer alan hisse senetlerinin yıl başından bu yana göreli getiri oranı performanlarını görüyorsunuz. Buna göre Coca Cola %6,25 ve Türk Traktör %25,23 artıda. Diğer hisselerde ise %10,32 ila %31,08 oranlarında düşüş olmuş. Portföyümü ağırlıklı olarak Bist 30’da yer alan hisselerden seçtiğim için yabancı çıkışının sürmesi benim açımdan pek olumlu değil tabi. Umarım uzun vadede şartlar değişir ve Türk sermaye piyasaları yeniden yabancı yatırımcıların ilgisini çeker.

Kaynak: Yahoo Finance
Piyasalar: Eurobond
Tahvil piyasasında da işler hisse senedi piyasası ile aynı yönde seyrediyor. Yani portföyümdeki Eurobondlarım değerlendi veya kısmen Covid-19 krizi öncesine dönecek şekilde toparladı diyelim. Aşağıdaki tablonun fiyat performans sütununa bakarsanız son bir ayda Hazine Eurobondları fiyatlarının vade riskine göre %0,59’dan %9,28’e varan oranlarda değerlendiğini görebilirsiniz. Bu sermaye kazancına kupon ödemeleri dahil değil.

Kaynak: İş Yatırım
Hazine Eurobondlarının değerlenmesinin en önemli sebebi Türkiye’nin kredi iflas takası oranlarının nispeten düşmesi. Aşağıdaki şekilde 5 yıllık tahvillerin kredi iflas takası oranlarının zaman içinde değişimi yer alıyor. Görüldüğü üzere birkaç ay önce 600’lü rakamlardan 500’ün altına inmiş durumda. Bugün itibarıyla bu oran 477.23 ve bu rakamın ima ettiği iflas riski %7,95.

Kaynak: World Government Bonds
Tabi bu oranlar hala yüksek. Grafiği biraz daha geriye götürdüğümüzde bu durumu daha iyi görebiliriz. Aşağıdaki şekilde gördüğünüz üzere sadece 2 yıl önce bu rakam 200’ün altındaydı. Eğer ülke riski tekrar bu değerleri görürse Eurobondlar çok ciddi bir getiri sağlayacaklardır. Aksi malum tabi. 🙂

Kaynak: World Government Bonds
Düzenli okuyucularımın bildiği üzere halihazırda portföyümün kabaca dörtte üçü Eurobond‘ta. Hisse portföyümü değer olarak iki kattan fazla artırmama rağmen bu durum değişmedi. Çünkü Eurobondların çekici getiri oranlarına dayanamayıp CDS’ler 600’ler civarındayken Eurobond alımına devam ettim.
Sonuç olarak
Piyasalar kriz esnasında büyük bir oynaklık sergilediler. Doğrusu beklentilerimin çok ötesinde bir hızla da geri geldiler. Tabi bu durum hep böyle kalmayabilir. Zira hem Covid-19 salgını aslında dünyada yeni yayılıyor hemde reel ekonomiye verdiği hasar daha şimdiden muazzam. Bakalım gidişatı hep birlikte göreceğiz. Finansal bağımsızlık yolculuğumsa güzel bir şekilde devam ediyor. Portföyümün hisse tarafı reel getiri açısından fırsat maliyetini de düşününce çok parlak değil. Ancak portföyümün Eurobond tarafında işler umduğum gibi gidiyor. Toplam portföy değerim, hem piyasaların hem de kurun insafına kalarak ciddi şekilde dalgalanıyor. Bu nedenle, portföy değerindeki aşırı düşüşleri veya aşırı şişmeleri belki de çok dikkate almamak lazım diye düşünüyorum. En azından birikim aşamasında. Odaklanmam gereken asıl büyüklük nakit akışı. Çünkü portföyün sağladığı nakit akışı bu ölçüde dalgalanmıyor ki bu da benim amacım açısından iyi bir şey. Zira finansal bağımsızlığın temeli gelecekte ihtiyaç duyacağım nakit akışını güvence altına almaktan ibaret.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, sağlıcakla kalın.
Okuyucularıma Not
Pinti Değil Tutumluyum’a ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu bloğu ayakta tutabilmek ve masraflarını karşılayabilmek için bağlı linkler kullanmaya karar verdim. Eğer burada yazdıklarımın size bir değer kattığını düşünüyorsanız, aşağıdaki linklere tıklayarak bana destek olabilirsiniz.
Ya da doğrudan bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz: Buy Me a Coffee
Interactive Brokers ile 33 ülkede yer alan 135 piyasaya 23 farklı para birimi kullanarak erişebilirsiniz. Hisse senedi, tahvil, opsiyon, futures, FX ve fon işlemlerinizi çok düşük maliyetle yapabilirsiniz. Interactive Brokers hesabınıza para transferini Türkiye’de ki Türk Lirası hesabınızdan EFT yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için Interactive Brokers hesabı açın.

Hocam tecrübeli zengin yabancının kaçıp; tecrübesiz orta direk yerlinin girdiği borsanın orta vadede gideceği yeri tahmin etmek zor değil gibi 🙂
Herşey daha iyi olur umarım.
Merhaba, malumunuz finansal özgürlük yolculuğu uzun. Türkiye ise ekonomik istikrar konusunda neredeyse sinüs eğrileri çizen bir ülke. Sizin gibi eurobondu portfoyunde önemli miktarda bulunduran birisi için uzun vadede nasıl bir alım stratejisi uygulamalı sizce? Şu an %7’lerden alınan eurobondlar belki 2 sene sonra %2’lere düşecek ve bundan 3 yıl sonra da belki %12’ye çıkacak. Getirilerin dalgalı olması karşısında ne tarz bir strateji izliyorsunuz/izlenmeli?
Merhaba Ali Bey,
Aslında sorularınızın cevabı ilk cümlenizde saklı diye düşünüyorum. Birikim süreci uzun süreceği için düzenli alım yaparsanız, ortalama maliyetiniz ve ortalama getiri oranınız makul olacaktır. Eğer daha ihtiyatlı bir yol izlemek isterseniz tahvil merdiveni inşa etmek isteyebilirsiniz. Getiri oranınız biraz düşer ancak riskiniz de azalır. Konuyla ilgili şu yazıya bir göz atın. Selamlar;
Tahvil Merdiveni Stratejisi ile Portföy Oluşturma
Tekrar selamlar, eurobond yatirimini paylasimlarinkz sayesinde ciddi bir sekilde ogrendim ve sayenizde ilk eurobondlarimi aldim. Link verdiginiz yazinizi kac kere okudum bilmem 🙂 anladigim kadariyla tipki hisselerde olduğu gibi eurobondlarda da piyasa zamanlamasi yapmamak lazim diyorsunuz anladigim kadariyla. Cevap icin, ve sayenizde ogrendiklerim icin cok tesekkurler.
Rica ederim Ali Bey. Bloğun amacı da öğrendiklerimi paylaşmak zaten. Bol kazançlı günler diliyorum.
Ben de ilk eurobond alimimi bugun yaptim. Fazlasiyla defansif/muhafazakar bir yatirimciy(d)im uzun zamandir. Kendimi ikna etmem Baytutumlu yazilari sayesinde oldu, sahiden tesekkurler.
Hayırlı olsun Murat Bey. Paylaştığım bilgilerin sizlere faydalı olması beni de mutlu ettiğini ifade edeyim. Bol kazançlı günler diliyorum.
TEB’den eurobond alimi oncesinde stok kontrol etmenin bir yolu var mi acaba? Baska bir bankadan aktarim yapmadan once olup olmadigindan emin olmak istiyorum.