
Sistematik risk ya da piyasa riski, portföyünüzü çeşitlendirerek elimine edemeyeceğiniz risktir. Modern finansta risk kavramını Modern Portföy Teorisi başlıklı yazımda ayrıntılı olarak ele almıştım. Henüz bu kavramla tanışmamış okurlarıma bu yazıyı göz atmalarını şiddetle tavsiye ederim. Bu yazıyı kaleme alırken piyasalardaki dalgalanma kusursuz fırtına haline geldi. İki gün önce petrol fiyatları %30 çöktü. Covid-19 salgını zaten finansal piyasaları vurmuştu. Bazı okurlarım Avrupa ve Amerikalıların niye bu kadar aşırı tepki verdiğini sorgulayabilir. Toplumsal hafızaları bizim gibi balık hafıza değil de ondan diye cevap veririm bu soruya. 🙂 Bir salgın hastalığın ne kadar kötü sonuçlara yol açabileceğini merak eden şu yazıma bir göz atabilir.
Sistematik risk gerçekleştiğinde
Şu an tüm piyasalar serbest düşüşte. Gelişmiş ülke borsaları ve gelişmekte olan ülke borsaları uçurumdan aşağıya yuvarlanmış durumda. FED, olağanüstü toplantı yaparak politika faizini beklenmeyen bir şekilde 0.5 puan indirdi. Tabi bu hareket bir ön almamı yoksa piyasadaki düşüşü panik düzeyine getiren bir hareket mi tartışması yapılabilir. Ancak testi kırıldığı için bu tartışmanın da bir anlamı yok. Yatırımcı açısından bakıldığında geçmiş değil gelecek önemlidir. Bu düşüş nereye kadar sürecek? Finansal varlıklarımızı satmalı mıyız yoksa sütre gerisine çekilip fırtınanın bitmesini mi beklemeliyiz? Yada naktimiz varsa alıma devam mı etmeliyiz? Bu soruların herkes için genel geçer doğru bir yanıtı yok. Çünkü her yatırımcının şartları ve portföyü farklı.
Kredili yatırım yapanlar
Borcun kölelik anlamına geldiğini popüler bir yazımda anlatmıştım. 🙂 Peki ciddi ölçüde borç kullanarak yatırım yapanlar şimdi ne durumda olabilir? Eğer portföylerini ‘hedge’ etmedilerse veya zararın neresinden dönülse kardır deyip satıp çıkmadılarsa varlıkların büyük bir kısmını veya hepsini kaybedecekler diye tahmin ediyorum. Finansal özgürlük açısından olabilecek en kötü durum bu. O yüzden eğer amacınız emeklilik için tasarruf ve yatırım ise borçla yatırım hiç iyi bir fikir değil.
Ev – araba satıp yatırım yapanlar
Geçen hafta öğlen yemeğinde bir arkadaşımla konuştum. Borsadan anlayıp anlamadığımı sordu. Biraz dedim. TL ve dolar mevduat getirisi düşünce arkadaşım hiç tecrübesi olmamasına rağmen borsaya yatırım yapmış. Allah’tan bankacı danışman tasarruflarının sadece %10’u ile hisse almasını söylemiş. Bu fırtına ortaya çıktığında arkadaşım sadece bir aydır borsadaydı. Muhtemelen zirveden de alım yapmıştır. Peki bu arkadaşım bütün tasarrufunu öne sürseydi şimdi neler hissederdi?
Kendim bildim bileli basında evini barkını satıp borsaya yatırıp kaybedenlerin haberlerine rastlıyorum. Eminim bu son yükseliş dalgasında da açgözlülük duygusuna yenilen çok sayıda insan evini arabasını satıp borsaya yatırmıştır. İnsan doğası işler iyi giderken açgözlülüğe daha çabuk yenik düşüyor. İşte bu felaketi önlemek için riskli finansal varlıklara yatırım için kısa ve orta vadede ihtiyacınız olmayan tasarrufu yatırmanız gerekiyor. Asla içinde yaşadığımız evi veya çocuğumuzun eğitim masrafları için yaptığımız birikimleri riske atmamalıyız.
İyi çeşitlendirilmiş portföy oluşturamayanlar
Hisse senetleri piyasasında nispeten tecrübeli olabilirsiniz. Ama olasılık dağılım fonksiyonunu uç kısımlarına atıfla ‘tail risk’ (kuyruk) denilen kusursuz fırtına ortaya çıktığında iyi çeşitlendirilmiş bir portföyün önemi ortaya çıkıyor. Eğer portföyünüz tamamen hisseden oluşuyorsa ve hedge etmediyseniz geçmiş olsun. Ciddi sermaye kaybına uğramanız muhtemel. Portföy riskini minimize etmek için kullanılan bir diğer geleneksel ve iyi bilinen yöntem portföyde tahvil bulundurmaktır. Daha ayrıntılı bilgi için şu yazıma bir göz atabilirsiniz.
Sistematik risk gerçekleştiğinde ben ne yaptım?
Fırtına çıktığından bu yana Borsa İstanbul’da ki mütevazi alımlar dışında hiç bir şey yapmadım. Bunun bir kaç sebebi var. Öncelikle, birikim ve yatırım sürecim henüz bir buçuk yıllık. Büyük bir ölçeğe ulaşmadım yani. Dolayısıyla, maruz kaldığım piyasa riski düşük.
İkinci olarak, genel portföyüm Eurobond ağırlıklı. O tahvilleri de getirileri olağandışı yüksek iken toplamıştım. Tahvilin bir güzelliği ve aynı zamanda laneti, getiri oranını alım yaptığınız an tahvillerin vade sonuna kadar sabitlemenizdir. Eurobond portföyümden çok uzun yıllar boyunca dolar bazında en az %7 getiri elde edeceğim. Bütün hisse senetlerimin değeri yarı yarıya azalsa bile tahvil portföyümün bir yıllık kupon geliri zararı karşılamaya yetiyor.
Üçüncü olarak, portföyümün en az %10’u kadar nakit tutuyorum. Yani hisse senetlerinde ortalama maliyetimi aşağı çekme şansım var. Son olarak, bireysel hisse seneti edinirken Benjamin Graham’ın güvenlik marjı denen ilkesini uygulamaya çalıştım. İstediğim kadar başarılı olamasam da bugün itibarıyla yurtiçi hisse senetlerimden kaybım çok sınırlı. Sonuç olarak gece rahat rahat uyuyorum.
Finansal özgürlük yolculuğuna tamam mı devam mı?
Net söylüyorum devam. Bu krizde geçecek. Aslına bakılırsa krizi büyük bir yatırım fırsatı olarak görüyorum. İnsanlar panikleyip sattıkça finansal varlıklar aşırı ucuzlayacak. Bende alacağım. Ama acelem yok. Naktimin ufak bir kısmıyla biraz alım yaptım TÜPRAŞ’ta mesela. Baktım fiyat aşağı yönlü düşmeye devam ediyor, alımı geçici olarak durdurdum. Piyasanın hangi noktada dengeleneceğine bakacağım. Sonra kademe kademe alıma devam. Fiyatlar ne kadar uzun süre ucuz kalırsa o kadar iyi. Neticede maaşlı bir beyaz yaka olarak elime ayda bir kez para geçiyor. 🙂 Ekonomik krizler -hazırlıklı olan yatırımcılar için- olağandışı kar fırsatları yaratırlar. 2000 ve 2008 krizlerinde fırsatları gördüm ama değerlendirme imkanım yoktu. Bugün var. Niyetim bu sefer fırsatı kaçırmamak.
Son söz
Sürekli bloğu takip eden okurlarım son bir kaç haftadır yazılarımın sıklığının azaldığını fark etmiştir. Doğrusu bu aralar bloğa ayıracak vakit bulamıyorum. Ayrıca, biraz hastalandım. Evde dinleniyorum. Çocukta rahat vermiyor. 🙂 Dolayısıyla, bir süre daha böyle devam edeceğim. Sağlıcakla kalın.
Okuyucularıma Not
Pinti Değil Tutumluyum’a ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu bloğu ayakta tutabilmek ve masraflarını karşılayabilmek için bağlı linkler kullanmaya karar verdim. Eğer burada yazdıklarımın size bir değer kattığını düşünüyorsanız, aşağıdaki linklere tıklayarak bana destek olabilirsiniz.
Ya da doğrudan bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz: Buy Me a Coffee
Wise (eski adıyla TransferWise) hesabı ile yurtdışı aracı kurumlara düşük maliyetli para transferi yapmak için: Wise hesabı açın.
Interactive Brokers ile 33 ülkede yer alan 135 piyasaya 23 farklı para birimi kullanarak erişebilirsiniz. Hisse senedi, tahvil, opsiyon, futures, FX ve fon işlemlerinizi çok düşük maliyetle yapabilirsiniz. Interactive Brokers hesabınıza para transferini Türkiye’de ki Türk Lirası hesabınızdan EFT yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için Interactive Brokers hesabı açın.
