BES ve Erken Emeklilik

BES, yani bireysel emeklilik sistemi ortaya çıktığında çalışma hayatında yeni sayılırdım. Çalıştığımız bankacılar da hararetle önermekteydi. Vergi avantajı da vardı. Yıl sınırı falan olmadan. Her ay maaşlar hesaplanırken vergi avantajımızı somutlaştırabiliyorduk. Dolayısıyla, bende BES’e adım attım. 7-8 yıl kadar ödedim. Daha sonra ceza ödemeden ayrılma şansı olunca ayrıldım. Ayrılma kararı vermemin sebebi getiri oranının çok düşük kalmasıydı. O zamanlar yatırım işlerine pek kafa yormuyordum doğrusu. Emeklilik fonlarımı da aktif olarak yönetmiyordum. Yani fon dağılımım yıllarca değişmemişti. Sonuç benim için hayal kırıklığı oldu.

BES neden var?

Photo by Arnel Hasanovic on Unsplash

Zaten Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) varken niye BES ortaya atıldı? Benim düşünceme göre BES başarılı olursa uzun vadede SGK kaldırılacak. ABD’de de böyle oldu. 1970’li yıllardan sonra geleneksel emeklilik sistemleri terk edilmeye başlandı. Çünkü şirketler için giderek katlanılması zor bir maliyet kalemi haline geldi emeklilik katkıları. Tabi kaldırılacak derken aslında önemsizleştirilecek demek istiyorum. Çünkü bu kadar devasa ve siyasi açıdan riskli bir işi, bir kanunla bir gecede yapamazsınız. Zaman içerisinde fiili durum yaratarak ve giderek sisteme dayanarak yaşamayı imkânsız kılarak bunu yapabilirsiniz. Nitekim minimum emekli maaşları bildiğim kadarıyla 1.000 TL’ya kadar düşürülmüş durumda. Kim bu parayla geçinebilir?

Photo by Johnny Cohen on Unsplash

Keza 2008’de yapılan yasal bir değişiklikle aslında SGK’nın tabutuna son çivi çakıldı kanımca. Zira emekli aylığı bağlama oranları ciddi oranda düşürüldü. Ortaya öyle bir garabet çıktı ki ne kadar çok çalışırsanız o kadar az emekli maaşı alıyorsunuz! Evet yanlış duymadınız. Durum şuan aynen bu. Aslına bakılırsa, zorunlu BES uygulaması gerçek niyetin ne olduğu hakkında anlayana yeterince şey söylüyor. Zaten zorunlu bir sosyal güvenlik sistemi varken niye gönüllü bir sistemi zorunlu hale getirme girişiminde bulunuyorsun? Mevcudu işlevsiz hale getirme niyetin yoksa…

SGK neden çalışmıyor? 

Photo by Vlad Sargu on Unsplash

Aslında iki tür emeklilik sistemi var. Birincisi, çalışanların ödediği primlerin emeklilere dağıtıldığı sistem. Yani, çalışan kuşak daha önceki kuşakları besliyor. Türkiye’de ki sistem bu. Bu sistemin çalışması için 4 çalışana bir emekli düşmesi lazım. Emekli başına düşen çalışan sayısı azaldıkça bu sistem patlıyor. Ya sosyal güvenlik kesintilerini artıracaksınız ya da genel devlet bütçesinden sübvansiyon yapacaksınız. Her iki seçenekte ekonominin sağlığı açısından sorun yaratıyor. Maalesef Türkiye’de ki durum bu.

Aslında demografik açıdan Türkiye henüz bu noktada olmamalıydı. Ama geçmişte siyasi rant (=oy) amacıyla verilen yanlış kararlar, kadınların çalışma hayatına düşük katılımı ve düşük istihdam oranı ve devletin işverenlerden SGK katkılarını toplamayı becerememesi/istememesi gibi faktörler nedeniyle bu sistem elde patlamış durumda.

Photo by James Hose Jr on Unsplash

İkinci sistemde, çalışanların sosyal güvenlik katkıları hisse senedi ve tahvil gibi yatırım araçlarında değerlendiriliyor. Devlet vergi avantajları olan mevduat hesapları veya özel emeklilik tahvilleri (enflasyon üstü getiri sağlayan) gibi yöntemlerle destek veriyor. Emeklilik zamanı geldiğinde ise yaptığınız katkı ve elde ettiğiniz getiriyi beklenen ömür tahminine göre düzenli maaş olarak alıyorsunuz. Ne kadar ekmek o kadar köfte yani.

BES’in sorunları

Emeklilik fonlarının yönetim ücretleri

Bir önceki yazımda yüksek yönetim ücretinin yatırımcının getirisi üzerindeki negatif etkisini bir simülasyon aracılığıyla göstermiştim. Yatırım vadesi uzadıkça bu negatif etki dramatik bir hale geliyor. Maalesef, emeklilik fonlarından alınan yönetim ücretleri de menkul kıymet yatırım fonlarına kıyasla biraz daha az olmasına rağmen hala yüksek. Bu fonların en az 10-15 yıl elde tutulacağı varsayıldığında portföyünüzün büyük bir kısmı emeklilik şirketinin cebine gidiyor. Anlamlı değil.

Emeklilik fonları yönetim ücretleri
Kaynak: www.tefas.com.tr

Emeklilik fonlarının yatırım seçeneklerinin sınırlanması

Geçtiğimiz yıl içerisinde emeklilik fonlarına belli bir miktar TL bazlı devlet tahvili/Borsa İstanbul hisse senedi alıp tutma zorunluluğu getirildi. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için şu linke bakabilirsiniz. Söz konusu devlet tahvillerinin reel getirisinin enflasyonun altında kalıp kalmadığını merak ediyorum doğrusu. 🙂 Bu yöntemle, BES kapsamında tasarruf yapan vatandaşın parasına aslında el atılmış oldu. Bu yol bir kez açıldıktan sonra genişleyerek devam eder. Ayrıca, devletin portföy dağılımına müdahalesine, getiri maksimizasyonu açısından ilave bir kısıt yarattığı için prensip olarak karşı olduğumu vurgulayayım.

Yüksek Enflasyon

Bana göre herhangi bir yatırımcının karşılaşabileceği en büyük sorun yüksek enflasyondur. Yüksek enflasyonu hesaba katmadan verilecek her yatırım kararı farkında bile olmadan reel anlamda yatırımcının sermayesini eritebilir. Enflasyonla ilgili düşüncelerimi ilk yazımda paylaşmıştım. Emeklilik fonları açısından da TL bazlı yatırım araçları yüksek enflasyon dolayısıyla riskli. Borsa İstanbul’un (Bist 100) uzun vadeli ortalama reel getiri oranı da düşük. Ayrıntılı bilgi için şu yazıma bakabilirsiniz. Eğer BES portföyünüz yanlış fonları içeriyor ise bırakın getiri elde etmeyi, koyduğunuz parayı bile geri alamayabilirsiniz.

Yüksek seviyede finansal okur yazarlık gerektiriyor

Photo by Aaron Burden on Unsplash

Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımızın önemli bir kesiminin finansal anlamda okur yazar olmadığını düşünüyorum. Çoğu insanın finansa ilgisi de yok. Bu nedenle, emeklilik sisteminin bu olguyu gözeterek tasarlanması lazım. Ancak BES’ten fayda sağlayabilmeniz için finansal okur yazar olmanız ve emeklilik portföyünüzü aktif olarak yönetmeniz gerekiyor.

Kendi ailemden örnek vereyim. Ablamlar üniversite mezunu ve çalışıyorlar. Ama para işlerinden anlamazlar. Çok ilgilenmezler de. Vakti zamanında biraz benim tavsiyemle BES yaptırdılar. Aylar önce bir ara durumumuza bakar mısın dediler. Fon dağılımlarını aldım. Birde ne göreyim. Girdikleri günden bu yana hiç değiştirilmemiş. Peki BES şirketleri ne yapmış dersiniz. Kendi yönettikleri fonların en yüksek yönetim ücretli ve en düşük getirili olanlarını tanımlamışlar. Yıllar boyu elde ettikleri getiri mevduat faizinin bile yarısı! Enflasyonu hesaba dahi katmıyorum.

Bana ne kardeşim. Otursun öğrensinler, takip etsinler” diyebilirsiniz. Ama çoğu insan bunu yapmayacak/yapamayacak ve bu şirketler de bunu biliyor. Tıpkı bankaların, vadeli mevduat için şubeye giden yaşlıların interneti kullanamayacaklarını bildikleri gibi…

Grup içi şirketlere yatırım

BES ile ilgili olarak yapılan bir diğer eleştiri de emeklilik fonlarının kendi grup içi şirketlerinin hisse senetleri ile borçlarına yatırım yaptıkları yönünde. Bu eleştiri ne kadar haklı doğrusu bilemiyorum. Ancak çoğu emeklilik şirketi bir bankanın veya grubun kurduğu şirketler. Dolayısıyla iktisatçı jargonuyla konuşmak gerekirse bir ahlaki çöküntü riski var.

Son söz

Türkiye’de ki BES uygulaması ile ilgili olarak aklıma gelenleri yazıya döktüm. Şüphesiz konunun daha farklı boyutları da var. Ali Tezel’in biraz eski tarihli şu yazısına bir göz atmanızı tavsiye ederim. Ayrıca, Youtube kanalında konuyla ilgili güncel videoları da var. BES’in getiri oranlarıyla ilgili güzel bir de blog buldum. BES ile ilgili kişisel deneyimim olumsuz. Bir başkasının böyle olmayabilir. Finansal okur yazarlığınız yüksek olabilir ve BES’ten de arzu ettiğiniz faydayı elde etmiş olabilirsiniz. Tek söyleyebileceğim emeklilik şirketlerinin hayır kurumu olmadığı ve Türkiye’de de hukuka – kurallara dayalı bir kapitalizmin olmadığı. Bu yüzden BES, finansal özgürlük yolculuğumda benim için bir alternatif değil.

Sağlıcakla kalın.

Okuyucularıma Not

Pinti Değil Tutumluyum’a ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu bloğu ayakta tutabilmek ve masraflarını karşılayabilmek için bağlı linkler kullanmaya karar verdim. Eğer burada yazdıklarımın size bir değer kattığını düşünüyorsanız, aşağıdaki linklere tıklayarak bana destek olabilirsiniz.

Ya da doğrudan bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz: Buy Me a Coffee

Interactive Brokers ile 33 ülkede yer alan 135 piyasaya 23 farklı para birimi kullanarak erişebilirsiniz. Hisse senedi, tahvil, opsiyon, futures, FX ve fon işlemlerinizi çok düşük maliyetle yapabilirsiniz. Interactive Brokers hesabınıza para transferini Türkiye’de ki Türk Lirası hesabınızdan EFT yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için Interactive Brokers hesabı açın.

6 thoughts on “BES ve Erken Emeklilik

  1. Benim de 2007 yılından bu yana bir BES hesabım var, belli aralıklarla girer fon dağılımını değiştiririm. Tek avantajım çalıştığım şirket, bellirli bir miktara kadar, benim yatırdığım kadar BES’e katkı yapıyor. Yani daha parayı yatırırken %100 kazanıyorum. Bunun haricinde Türkiye gibi yüksek enflasyonun olduğu bir yerde getiriler çok düşük. Yorumlarınıza %100 katılıyorum.

    1. Merhaba Emre Bey,

      İşverenin katkısı fark yaratır tabi. Keşke tüm işverenler belli bir limite kadar sizin katkınız kadar para koysa. O zaman BES hızla gelişirdi. Selamlar.

  2. Merhaba,
    BES fonlarından yapılan fon işletim kesintilerinin yüksek olduğu konusunda sizinle hemfikiriz. Bireysel emeklilik sisteminde olanların fon getirilerini araştırma ve fonlarını yüksek getirimlere yönlendirme konusundaki isteksizliği ve bilgisizliği de oldukça yaygın bir durum maalesef.

    Ama BES’in yüzde 25 devlet katkısı gibi çok önemli bir avantajı var. Fon getirilerinin üstüne bir de bu getiriyi almak hiç fena değil 🙂

    Link’i kopyalamadık yorum kısmına ama sitemizdeki BES yazımıza göz atmanızı öneriyoruz.

    1. Katkınız için teşekkür ederim. %25 devlet katkısı tabi ki BES lehine bir artı. Yazıya da göz atacağım. Selamlar.

  3. Tüm yazdıklarınıza katılıyorum.. Ancak altın ve yabancı hisse senedi fonlarında değerlendirirseniz kar edebiliyorsunuz benim uygulamam bu şekilde emeklilik şirketine bırakırsanız sadece sizi sisteme katana kadar aktifler akabinde bayramınızı bile kutlamazlar:) 8. yılındayım bir kere arayanı soranı görmedim … Dediğiniz gibi maalesef bilinçsiz insanları sömürme üzerine kurulu sistem zamanında hayat sigortaları vardı onlara çok benzetiyorum. Birde ufak bir tavsiyem genç arkadaşlara kendinize değil 45-46 yaş aralığında olan aile yakınınıza (Anne-Baba vs) yaptırın ki sadece 10 yıl sonunda yüzde 25 i alabilesiniz yoksa sonu kuvvetle ihtimal hüsran olacaktır.. Bilgilendirmeleriniz için teşekkürler..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top