
Yönetim ücretleri, yatırımcıların menkul kıymet yatırım fonlarına yatırdıkları anaparanın üzerinden yıllık olarak tahsil edilmektedir. Geçtiğimiz günlerde sosyal medya üzerinden bir okurum ETF işleri ile uğraşacağıma Türkiye’deki firmaların sunduğu menkul kıymet yatırım fonları alarak yurtdışı finansal varlıkların getirilerine ortak olabileceğimi söylemişti. Teknik olarak bu doğru olsada maalesef bu fonların yıllık yönetim giderleri fahiş düzeyde yüksek. Nitekim arkadaşımıza benim cevabım da bu yönde olmuştu. O zaman bununla ilgili bir yazı yazmayı planlamıştım. Bu ara biraz vakit bulabildim ve Excel’de sayılarla oynadım. Bu fonlar uzun dönemli yatırım açısından ne anlama geliyor bir bakalım şimdi.
Yönetim ücretleri büyükten küçüğe sıralandığında
Takasbank’ın menkul kıymet yatırım fonları ile ilgili güzel bir web sitesi var: TEFAS Fon Bilgilendirme Platformu. Bu web sitesinin “Fon Karşılaştırma” sekmesini tıklarsanız fonlarla ilgili ayrıntılı bilgilere erişebilirsiniz. Bende bu sekmeyi tıkladım ve tüm menkul kıymet yatırım fonlarını yönetim ücretleri bazlı olarak büyükten küçüğe doğru sıraladım. Sonucu aşağıdaki şekilde görebilirsiniz. En yüksek yönetim ücreti yıllık anapara üzerinden yaklaşık %3,5 olarak alınıyor. En sondaki sütundan bu gider haricindeki kalemlerle bu kesinti oranının %3,65’i bulabildiğini anlıyoruz. İlk etapta %3-%5 fazla değil diye düşünebilirsiniz ama kazın ayağı öyle değil.

Kaynak: www.tefas.gov.tr
Yönetim ücretleri simülasyonu
Yönetim ücretleri giderinin portföye etkisini göstermek için bir simülasyon çalışması yaptım. Eğer tarihsel performanslarına ilişkin veri bulabilseydim onlar üzerinden gidecektim. Ancak sitede bulamadım. O yüzden Bist 100’ün tarihsel fiyat verilerini yıllık hale getirip, TÜFE endeksi yardımıyla enflasyonun etkisinden arındırdım. Bu değerler üzerinden yıllık bazda reel getiri oranını hesapladım. Daha sonra örneklemin ortalamasını ve standart hatasını buldum. Bu değerleri ve Excel’in psödo-rassal sayı oluşturma (normal dağılım) işlevlerini kullanarak hayali bir yatırımcının önümüzdeki 20 yılda karşılaşabileceği reel getiri oranlarını taklit ettim. Aşağıda resimde G sütununda bu değerleri görebilirsiniz.

Şimdi hayali yatırımcımızın 100.000 TL’lik sermayesini hayali bir hisse ağırlıklı menkul kıymet yatırım fonunda değerlendirdiğini varsayalım. Yıllık yönetim ücreti de %3,4 olsun. Rassal olarak ürettiğimiz getiri oranlarını kullanarak yatırımcımızın 20 yıl boyunca portföyünün yönetim ücreti gideri olmadan ve yönetim ücreti ödediğini varsayarak nasıl geliştiğine bakalım. Getiri oranı ve parasal büyüklüklerin reel bazda olduğunu tekrar hatırlatayım. Aşağıdaki şekilde yer alan tablodan görüldüğü üzere hayali yatırımcımızın portföyü hiç yönetim ücreti ödemeseydi 20 yılın sonunda reel olarak 7 kata yakın artarak 692 bin TL’ye erişecekti. Her yıl %3,4 oranında yönetim ücreti kesintisi olduğunda ise portföyü 20 yılın sonunda reel olarak sadece 3 kattan fazla artarak 346 bin TL’ye ulaştı. Diğer bir deyişle fon yönetim şirketi, 20 yılın sonunda 1 TL sermaye koymadan ve hiçbir riske girmeden hayali yatırımcımızın getirisinin yarısını cebe attı!

Yönetim ücretleri niye yüksek
“Niye bu kadar yüksek yönetim ücretleri talep ediyorlar? Yatırımcıları aptal mı sanıyorlar?” diye sorabilirsiniz. Mecbur kaldıkları için yüksek ücret belirliyorlar diye tahmin ediyorum. Bu şüphemi destekleyecek kanıt bulmak için TEFAS’ın sayfasından menkul kıymet yatırım fonlarının büyüklüklerini indirdim ve temel istatistiklerine baktım. Aşağıdaki şekilden gördüğünüz üzere 467 aktif fonun ortalama fon büyüklüğü sadece 241 milyon TL. Standart sapmanın oldukça yüksek olduğu dikkate alınırsa çarpık bir dağılım söz konusu. Nitekim en büyük fonun büyüklüğü 6,87 milyar TL iken en küçük fonun büyüklüğü sıfıra yakın.

Temel istatistikleri inceledikten sonra fon büyüklüğü değişkeninin histogramını grafiğe döktüm. Görüldüğü üzere 467 fonun 300’den fazlasının büyüklüğü 100 milyon TL’den az. Yani ölçekleri çok küçük. Dolayısıyla şirketler bu fonlardan para kazanabilmeleri için katılımcılardan çok yüksek yönetim ücreti vb. adı altında masraf almak zorundalar. Özetle Türkiye’de yatırımcı, bu alanda gelişmemiş bir piyasa ile karşı karşıya. Bu fonlar aktif yönetilmeyip, pasif yönetilseydi daha ucuza mal edilebilirdi. Ancak Bist 100’ün tarihsel ortalama reel getiri oranı böyle bir stratejiyi maalesef destekleyecek durumda değil. Merak eden şu yazıma bir göz atabilir. Yurtdışı piyasa özelinde belki S&P 500’ü takip eden pasif yönetilen bir fon kurabilirler. Ancak bu stratejide de şirketlerin menfaatleri açısından bir çelişki var. Eğer yatırımcılara istikrarlı bir şekilde iyi getiri getiren bir ürün sunarlarsa diğer ürünlerine talep olmaz. Ayrıca, yeterli büyüklüğe ulaşmış az sayıdaki fondan elde edilen gelir ile aynı şirketin sunduğu ama zarar eden fonların giderleri sübvanse ediliyor muhtemelen.

Yönetim ücretleri, masraflar ve vergi
Eğer çok uzun dönemli bir portföy oluşturacaksanız, odaklanmanız gereken esas konular masraflar ve vergi kalemleridir. Yukarıda size basit bir simülasyonla gösterdiğim gibi bu konularda bilgi sahibi olmadan yapılacak bir yatırım ileride büyük bir pişmanlığa ve hayal kırıklığına yol açabilir. TEFAS’ın sitesi küçük yatırımcılar açısından çok faydalı. Ancak, aşağıdaki şekilde görüldüğü üzere diğer yatırım araçlarıyla getiri oranlarını karşılaştırırken yönetim ücreti ve diğer masrafların dikkate alınıp alınmadığı hakkında açık bir uyarı göremedim. Belki vardır ama ben görememiş de olabilirim.

Kaynak: www.tefas.gov.tr
Emeklilik fonları açısından masraflar
Bireysel Emeklilik Sistemi kapsamında yer alan emeklilik fonlarının durumu ne acaba diye sordum kendime. TEFAS’ın sitesinde emeklilik fonlarını seçip, bu fonları yönetim ücretleri bazında büyükten küçüğe doğru sıralattım. Aşağıdaki şekilde cevabı açıkça görüyorsunuz. En yüksek yönetim ücreti portföy üzerinden yıllık %2,28 gözüküyor. Menkul kıymet yatırım fonlarına göre birazcık daha iyi. Hepsi o kadar.

Son söz
Finansal bağımsızlık ve erken emeklilik hayal edip çok uzun vadeli yatırım planlıyorsanız bu fonlar maalesef hiç iyi bir seçenek olarak gözükmüyorlar. Kaldı ki bu analizde ödediğiniz/ödeyeceğiniz vergi konusuna hiç girmedim bile. Belki kısa ve orta vadeli yatırım için anlamlı olabilirler. Bu sektörün gelişmesi için fon sayısının azalmasının ve fonların ölçeğinin büyümesi lazım. Devletin de vergi avantajı sağlayarak bu strateji doğrultusunda politika uygulaması lazım. Ancak benim görebildiğim kadarıyla ne özel sektörde ne de devlette böyle bir vizyon var.
Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın.
Okuyucularıma Not
Pinti Değil Tutumluyum’a ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Bu bloğu ayakta tutabilmek ve masraflarını karşılayabilmek için bağlı linkler kullanmaya karar verdim. Eğer burada yazdıklarımın size bir değer kattığını düşünüyorsanız, aşağıdaki linklere tıklayarak bana destek olabilirsiniz.
Ya da doğrudan bana bir kahve ısmarlayabilirsiniz: Buy Me a Coffee
Interactive Brokers ile 33 ülkede yer alan 135 piyasaya 23 farklı para birimi kullanarak erişebilirsiniz. Hisse senedi, tahvil, opsiyon, futures, FX ve fon işlemlerinizi çok düşük maliyetle yapabilirsiniz. Interactive Brokers hesabınıza para transferini Türkiye’de ki Türk Lirası hesabınızdan EFT yaparak gerçekleştirebilirsiniz. Bunun için Interactive Brokers hesabı açın.
Merhabalar, simülasyondaki reel getirilerin dayanağı yanlış anlamadıysam bist100 endeksi ancak bu endeksi 5 yılda 2 ye katlayan (Tefas ta daha geriye bakılmıyor sanırım) fonlar mevcut, iyi yönetilen ve iyi kötü sürekli bir pozitif reel getirinin sağlandığı durumda da fon yönetim ücretleri bu kadar can yakıcı mı acaba?
Merhaba Can Bey,
Getiriden bağımsız olarak fon yönetim şirketi performans iyi de olsa kötü de olsa portföyünüzün tamamından yüzdesini alıyor.Simülasyonu gerçekçi olsun diye yaptım. Ancak, farklı getiri oranların da fon şirketi karınıza aynı oranda ortak.Daha yüksek getiri de sizin için olduğu kadar fon şirketi içinde daha çok para demek.
Merhaba, size kesinlikle katiliyorum. Ornegin Garanti Porfoy teknoloji fonu genel itibariyle Blackrock / Ishares ETF yatirim yapmis cok dusuk bir yillik yonetim gideriyle. Ancak Ak portfoy AFT fonu direk teknoloji hisselerini satin almis. Kucuk yatirimci icin islem maliyetleri ve komisyon vs. dusunulunce bu fonlar mantikli degil mi?
Merhaba Ozan Bey;
Sadece alternatifler varken yüksek yönetim giderleri olan fonları çok uzun vadeli tutmak iyi bir fikir olmaz diye düşünüyorum. Tabiki kısa ve orta vadede yatırım yapılabilir. Selamlar.
Yatırım fon ücreti günlük kesilir ve performans net rakamı verir. Tabi stopaj hariç. Eksik bilki ile yanıltıcı bir yazı olmuş.
Merhaba Erdem Bey,
Yatırım fon ücretinin (yönetim ücreti anlıyorum) günlük kesilmesi analiz açısından bir fark yaratmaz. Analizi basit tutmak için yıl sonunda portföyün tamamından yönetim ücreti kesildiğini varsaydım. Günlük kesiliyorsa portföyün büyüme oranı biraz daha az olur sadece. Yani analizin getiri öngörüsü iyimser kalır. Diğer taraftan yatırım fonlarının diğer yatırım araçlarıyla performanslarının karşılaştırıldığı grafiklerde yönetim ücretlerinin dikkate alınıp alınmadığına ilişkin hiçbir uyarı olmadığını belirttim. Tahminim fon getirileri hesaplanırken yatırımcının masrafları dikkate alınmıyor. Alınsaydı bunu açıkça belirtme fırsatını kaçırmazlardı. Eğer dediğiniz gibiyse de 5 yıllık karşılaştırmada fonun gerçek getirisi (yönetim ücreti kesilmeden) grafikte gösterilen rakamın %17 civarında fazla olması lazım. Niye riske yatırımcı girip, kazancının önemli bir kısmını şirkete bıraksın? Hatta analizde gösterdiğim üzere yatırım vadeniz 20 yıla çıktığında portföyünüzün yarısını fon şirketine devrediyorsunuz. Sonuç olarak bir yatırımcının daha iyisini yapma fırsatı varken daha azına razı olması akılcı bir davranış olmaz. Tabi bu benim görüşüm. Selamlar.
TEFAS’taki tüm getiri oranları ve bunları kullanan grafikler fon pay fiyatlarıyla hesaplanıyor. Fon pay fiyatları da tüm kesintiler yapıldıktan sonra ortaya çıkan son kullanıcı/yatırımcı fiyatına karşılık geliyor.
Nerde belirtiliyor bu?
Size katılıyorum. Fon’un KAP sayfasında “komisyon ve giderler” bölümünden toplam giderlerin büyük bölümünü oluşturan (fondan fona değişmekle birlikte ortalama yaklaşık %65-70 gibi) “yönetim ücreti” nin günlük , diğerlerinin ise çeyreklik dönemler halinde tahakkuk ettirildiği anlaşılıyor. Dolayısı ile açıklanan fon pay fiyatları, belirttiğiniz gibi, kesintilerden sonraki net fiyat. Tefas’ta fonun analiz sayfasında yer alan “ 1 yıllık getiri” oranı, grafikteki başlangıç ve bitiş tarihleri arasındaki fon pay fiyatlarının %değişimini veriyor. Fon performansı net pay fiyatındaki değişim ile ifade ediliyor.
Her yıl %3,4’ü değil mi ? Yani örnek 20.yılda 692410₺’nin yıllık yönetim ücreti %3’4’ten 23.541,94 ₺ kesilmeyecek mi yıllık fon yönetim ücreti ?
Bu konuda beni aydınlatırsanız çok sevinirim.
* Ayrıca elde edilen kardan %10 gelir vergisi var fon bozdurulurken. Ama şu yönetim ücreti kafamı karıştırdı :/
Merhaba Taha Bey;
Maalesef portföy büyüklüğü üzerinden her yıl yönetim ücreti olarak %3,4 (hayali örneğimizde) alınıyor. Simülasyonda yönetim ücreti alınmadığında ve alındığında portföy nasıl büyüyor onu hesapladım. Kesinti miktarı başlıklı sütun ise bu ikisinin farkı. Yönetim ücretinin zaman içindeki birikmiş etkisi diyebiliriz. Yani 20 yılın sonunda 692.410 TL yerine 346.662 TL oluyor portföyünüz. Aradaki fark yönetim ücretinin negatif etkisi. Selamlar.
3,50% Yıllık Artış Yıl Sonu Yön. Ücreti
1 ₺100.000,00 20% ₺120.000,00 ₺4.200,00
2 ₺115.800,00 20% ₺138.960,00 ₺4.863,60
3 ₺134.096,40 20% ₺160.915,68 ₺5.632,05
4 ₺155.283,63 20% ₺186.340,36 ₺6.521,91
5 ₺179.818,44 20% ₺215.782,13 ₺7.552,37
6 ₺208.229,76 20% ₺249.875,71 ₺8.745,65
7 ₺241.130,06 20% ₺289.356,07 ₺10.127,46
8 ₺279.228,61 20% ₺335.074,33 ₺11.727,60
9 ₺323.346,73 20% ₺388.016,08 ₺13.580,56
10 ₺374.435,51 20% ₺449.322,62 ₺15.726,29—>₺433.596,33
Bu örnekte ben neyi yanlış yapıyorum ?
Başlangıç 100k, Yıllık Artış %20, Yıl Sonu Yön ücreti düşülmemiş hali, yön ücreti 1 yıl sonu fon değerinin %3,5’ü olan tutar, ve 2. yıla geçerken bu Yön. Ücretini 1.Yıl sonu değerden düşüp yazdım ve bu işleme 10 yıl boyunca devam ettim
10 Yıl Sonunda (son yıl dahil tüm yön. ücreti çıkarılıp) ₺433.596,33 tuttar oldu elimde (bozdururken ki gelir vergisi hariç)
10 Yılda her yıl fon değerime oranla artan yön ücreti ödedim toplamı ₺88.677,50 ediyor %3,5’ların
Yani yarı yarıya gibi bir durum yok sanırım, büyük bir sorun yok gibi :S anlamadığım yeri bana anlatabilir misiniz, yatırımlarıma ona göre yön vermem gerekecek ://
Tekrar merhaba Taha Bey;
Yazıdaki simülasyonun excel tablosuna bakarsanız yönetim ücreti ödenmeyen portföy ile ödenen portföy arasındaki farkın 10 yılın sonunda %29,2 olduğunu görebilirsiniz. Yani 20 yılın sonunda yarı yarıya oluyor. ikinci husus siz portföyünüzde her yıl %20’lik sabit artış öngörmüşsünüz. Ancak gerçek hayatta piyasa arttığı gibi düşebilir de. Ben Borsa İstanbul’un geçmiş performansını örneklem yapıp elde ettiğim ortalama ve standart sapmayı kullanarak artış azalış oranlarını rassal şekilde belirledim. Bu yaklaşım farklılığını da dikkate almak gerek.
Fonlara yönetim ücretinin ödenmesinin sebebi bahsettiğiniz piyasa düşüşlerine karşı portföy yönetimi yaparak zararı minimuma indirmesidir. Özellikle değişken şemsiye fonlarda Bu sene Mart ayında dahi zarar vermeyen(hisse sayısını azaltıp borçlanma araç ve türevlere girişler) çok güzel yönetilen fonlar var. Bu fonları bulursanız pek sıkıntı yaşamazsınız, doğru hisse için sektör-mali tablo-teknik analiz gerektirirken doğru fon sadece 1 adet grafik okumak yeterlidir.
Birde fon yönetim ücretlerini en yüksek almanız çok yanlış, ücreti yıllık %2 olan hacimli, getirisi market şartlarına göre standartlaşmış fonlar var.
Son olarak Hisse senedi yoğun fon olarak adlandırılan ve hacmin %51’den fazlası hissede olan fonlarda kazançtan vergi kesintisi de olmaz.
Temettü’den bile en az %15 vergi kesiliyor ve tutar arttıkça oran paralel gidiyorken, hisse senedi yoğun fon kazancından 0 vergi alınması mutlaka değerlendirilmelidir. Bu fonlar Hisse senetlerine ek olarak hedge edilmiş türev araçları ve sabit getirili enstrümanları içeren gayet güzel dengeli ve karı koruyup zararı en aza indirgeyecek şekilde profesyonelce yönetilirse yılda %25’in üstünde getiren fonlar gayette var.
Yazınız eksik ve yanlış yönlendirici.
Yazıda, kendi görüşlerimi ifade ettim. Görüşlerinize ve yatırım tercihlerinize saygı duyuyorum ancak katılmıyorum. Uzun vadede, aktif olarak yönetilen fonların getiri oranının pasif endeks fonlarından daha düşük olduğu yaygın olarak biliniyor artık. Şu yazılarıma bir göz atabilirsiniz eğer isterseniz:
Modern Portföy Teorisi
Etkin Piyasa Hipotezi ve Yatırım
Bist 100 Üzerine Bazı Notlar
Bol kazançlar.
Yine faydalı bir yazı olmuş hocam, elinize sağlık. Ben de portföy çeşitliliği olarak orta vadeli küçük miktarlarda düzenli yatırım yapabileceğim bir fon arayışındayım. Ama bu fonun zaten benim doğrudan yatırım yapabileceğim enstrümanlara yatırım yapması durumunda yazıda belirtiğiniz komisyon, gereksiz bir masraf kalemi oluşturuyor. Halihazırda yüksek komisyonlar ödediğimiz yurtdışı hisse alışı gibi yatırımları, bu fonlar üzerinden yapmaksa hala makul seçenek gibi geliyor bana. Tabii ki şunu varsayıyorum mesela iş portföy, yurtdışından bir hisseye yatırım yaparken benden az komisyon ödüyor ya da swap masrafları benden daha düşük. Düşünme yöntemimin yanlışlanabilir bir yanı var mı? Sizden ve yorumcularınızdan katkı bekliyorum. İyi günler dilerim.
Üstadım merhaba, gerek twitter’daki hesabınızdan, gerek bu sitedeki yazılarınızdan çok bilgi edindim, emeklerinize sağlık. Bu yazıdaki fon yönetim gideri hesaplamasında bir hata sanırım, excel ve matematik bilgim sizin kadar iyi değil, o yüzden hesaplama tekniğine yorum yapmayacağım ama sadece tablonuzda ki “kesinti miktarı” sütununa dikkat etsek bile bir yanlışlık olduğu fark ediliyor. 19. yılda kesinti miktarının (o ana kadar ki toplam kesinti) 226.334 TL, 20. yılda ise bu rakamın 345.748 TL olduğunu belirtmişsiniz, yani sadece 20.yılda 119.414 TL artmış yönetim gider kesintisi, bu rakamın yönetim gider kesintisi olarak ödenmesi için çok daha büyük bir portföy rakamı olması gerekir. İyi günler dilerim.
Merhaba Emre Bey;
Yazılarımın faydalı olmasına çok sevindim. Simülasyon tablosundaki rakamlar doğru. Modelde yıllık getiri oranları rassal olarak belirleniyor. Yani bir olasılık dağılımına göre rastgele belirleniyor. 20’nci yılda da bir önceki yıla göre portföy artışı %47,4 olmuş. Dolayısıyla yönetim kesintisi olan ve olmayan portföyler arasındaki farkta ciddi ölçüde açılmış o yıl. Belki ‘kesinti miktarı’ yerine ‘portföy büyüklüğü kaybı’ gibi ifade kullansaydım daha uygun olurmuş. Selamlar.
Merhaba, sermaye piyasalarımızın genelinde olduğu gibi henüz gelişmeye çok çok yolu olan fon piyasasında, yatırımcılar için çok önemli olan bir konuyu masaya yatırmışsınız. Arşivden okuduğum bu yazınıza, farklı tarihlerde, farklı açılardan yapılan yorumları da okudum. Çok doğru tespitler var. Umarım bu yazınız, farkındalık yaratmak üzere, daha fazla kişiye ulaşır.
Reel getiri oranları üzerinden, 20 yıl boyunca “yönetim giderini” hariç ve dahil tutarak portföy büyüklüğünü hesaplayan bu tabloda, bana göre karışıklı yaratan şey “kesinti miktarı” ifadesi. Çünki, bu kolon her yeni dönem başında “yatırıma yeniden yönlendirilen fon değeri üzerinden hesaplanan kesinti tutarlarını vermiyor.
İki farklı duruma göre yapılan hesabın farkını yansıttığı için, sizin de belirttiğiniz gibi, bunun yerine “portföy büyüklüğü değişimi ya da fark gibi” bir İfade kullanılması daha iyi olurdu.
Bu çerçevede, her bir yıl için, yatırıma yeniden yönlendirilen fon üzerinden %3.4 kesinti oranı ile hesapladığımuzda, 20 yıl boyunca ödenecek toplam yönetim ücretini ( kesinti tutarı) 101.034%TL olarak hesapladım. Yönetim ücretini dikkate alan portföy hesabınızla mutabıkım. ( 20. yılın sonunda vergi öncesi net portföy değeri 346.662 TL ) Dolayısı ile 100k başlangıç kapitali, 20 yıl sonra 447.696 TL ye ulaşıyor ama bunun 101.034 TL si kesintiye ayrıldığından, yatırımcının eline geçen vergi öncesi fon değeri 346.662 TL. Hesabı böyle göstermekte faydalı olabilir diye düşündüm.
Yukarıdaki hesap şekli, sizin ortaya koyduğunuz durumu değiştirmiyor elbette. Uzun vadede kazansanızda/ kaybetsenizde artan/ azalan fon büyüklüğü üzerinden ödenecek %3.4 ler ciddi kar paylaşımı anlamına geliyor günün sonunda. Ama, ben de kısa- orta vade için değerlendirilebileceğini ve özellikle yurtdışı endeks ya da tematik ETF lere, emtiaya yatırım yapan (USD bazlı) fonların ( vergisel gerekler ve komisyon oranlarını dikkate alarak) iyi birer seçenek olabileceğini düşünüyorum. Ama, kısa vadelerde.😊 Selamlar,
Katkınız için teşekkür ederim Hikmet Bey. Dediğiniz gibi farkındalık yaratabildimse ne mutlu bana. Sevgiler.
Çok bilgilendirici bir paylaşım olmuş. Gerçekçi bir data seti kullanmanız (yadirgansa da) çok önemli. İnsanlar her yatırımda kar garantisi varmış gibi plan ve projeksiyon yapıyor aksi olunca da şaşırıyorlar. Profesyoneller tarafından yönetilen fonların daima kazandıracağının bir garantisi yok. Bilakis, sizin de belirttiğiniz gibi, çok büyük olasılıkla (%95-%99 diyen incelemelere rastlamıştım) piyasa ortalamasının (ör. S&P500) altında kalıyorlar tarihsel olarak. Ama fon yönetim ücreti almaya devam ediyorlar haliyle. Çalışmanız bu haliyle çok daha gerçekçi olmuş diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim Can Bey.
Merhaba, çalışmanız çok faydalı olmuş. Açıkçası benim ve eşimin bu konuda ufkumuzu açtınız. Uzun vade yatırımcısıyız ve yatırım fonlarına gözümüzü dikmiştik ta ki bu yazınızı görene kadar. Şimdi kendimize yeni bir yön bulmamız gerekecek 🙂
Tablonuzu kendim de Excel’de oluşturdum. Aslında yıllık reel getiri oranından bağımsız olarak fark (%) sütunu hep aynı çıkıyor. Yönetim kesintisi oranı 3,4 alındığında yıllık reel getiri oranı sizin gibi rassal olarak da alında, her yıl %10 artmış da hatta her yıl %0 veya her yıl %100 bile artış olsa portföy büyüklüğü kaybı yüzdesi sizin tablonuzdaki gibi çıkıyor. Sadece yönetim işletim oranı değişince bu fark değişiyor haliyle. Bu oran 2,9 olduğunda 20.yıldaki portföy büyüklüğü kaybı oranı %44,49 oluyor. İsterseniz tabloyu size iletebilirim.
İyi günler, bol kazançlar dilerim
Merhaba Gamze Hanım;
Yazıyı beğenmenize sevindim. Amacım zaten finansal güvenceye kavuşmak amacıyla yatırım yapmak isteyen kişilerde farkındalık yaratmaktı. Sizin örneğinizde başarılı olmuşum gibi gözüküyor. 🙂 Excel dosyasını isterseniz admin@pintidegiltutumluyum.com adresine iletebilirsiniz. Daha fazla kişiye ulaşmak için beğendiğiniz yazıları sosyal medyada paylaşırsanız çok sevinirim. İyi günler diliyorum.
Mail adresinize tabloyu gönderdim. İyi günler dilerim.
Teşekkür ederim Gamze Hanım. İnceleyeceğim fırsat bulunca.
Merhaba,
Öncelikle yazılarınızdan çok faydalanıyoruz.
Bir sorum olacak, fonlar yerine yurtdışı hisselerini aldığımızda ödediğimiz vergi, fonların yönetim ücretinden daha fazla olmuyor mu? Ayrıca yurt dışı hisse alımlarında aracı kurum komisyon ödemesi de yüksek. Bu şartlar altında fonlar daha uygun değil midir? Üstelik fonlardaki stopaj oranı yurt dışı hisselerinden alınan gelir vergisinden daha düşük değil midir?
Teşekkürler, İyi Günler
Merhaba Murat Bey,
Yurtdışı yatırımlarında vergi önemli bir konu. Kaçınma yolları da mevcut. Diğer taraftan menkul kıymet yatırım fonlarının yönetim ücretlerinden kaçınmanın bir yolu yok. Çok uzun vadede büyük bir dezavantaj yaratıyor bu kesintiler. Bol kazançlar diliyorum.
valla hocam hazine gibi blogun var gercekten, bu konuyu biriyle konusurken aklima buraya bakmak geldi ve birebir konuyla ilgili bir yazi oldugunu gormek guzel oldu 🙂
oncelikle bildigim kadariyla tefas’taki fon getirileri net getiri oranlari nerde okumustum hatirlamiyorum ama tefas’taki fiyatla elimdeki menkul adedini de carptigimda bankada gorunen cari degere ulasiyorum. ancak bu kesinti hangi noktada yapiliyor onu ben de anlamis degilim. gunluk desem bu sefer tefas fon fiyati*fon sayisi = bankadaki deger olmamali, yanlissam duzeltin lutfen. bir kac yerde ay sonlarinda kesildigi de yaziyor ama emin degilim acikcasi.
Ben duzenli fon aliyordum ve uzun vadeli dusunuyordum ama bu tabloyu gorunce vazgectim, su an 1 – 3 yil arasi maksimum tutarim sanirim zira zaten cesitlendirdigim icin fon basi bedeller de cok yuksek olmuyor ve ucretlere de dikkat ediyorum ayni tip fonlara bakarken.
bir de bizde bence fona olan talebe karsin cok fazla fon cesidi var sanirim onun da etkisi var. is bankasi bir ara her ay tematik fon cikariyordu ve hepsi de aktif yonetiliyor, tefas’taki yatirimci sayilarina bakiyorum binleri gecmiyor vs. kisa-orta vadede ozellikle doviz bazli fonlar yine de fena bir alternatif gibi durmuyor bence ama herkesin kendi karari tabi. tekrar tesekkurler
🙂 Rica derim Burak Bey. Bilgi ve deneyimimi paylaşmamın amacı yatırımla ilgilenen sizin gibi okuyucularımın hayatında olumlu bir fark yaratabilmekti. Yazılarımın faydalı olması beni mutlu ediyor. Sevgiler.
Selamlar, o halde birikmiş vergi ödememek için, 20 yıllık yatırım aşamasında her yıl 1 kez alım satım yapsak vergi birikmesinin önüne geçmiş olmuyor muyuz?
Merhaba Murat Bey;
Sorunuzu tam anlayamadım. Bu yorumu yurtdışı piyasalara yatırım için mi soruyorsunuz yokda Türkiye’deki menkul kıymet yatırım fonlarına mı? Yurtdışı piyasalar örneğinde, kısa vadeli çok sayıda al sat yapmıyorsanız vergiden kaçınmanız mümkün. Nitekim bende öyle yapıyorum. Selamlar.
Çok faydalı bir çalışma olmuş elinize sağlık. Bu durumda 50 yıl fonda kalındığında ana paranın bile yönetim ücretine gittigini, elde avuçta birşey kalmadığını söylemek yanlış olmaz heralde?
Teşekkürler Tarık Bey. Maalesef, uzun vadede yüksek yönetim ücretleri küçük yatırımcının sermayesini ve getirisini eritiyor. Selamlar.
Merhabalar,
Öncelikle bloğunuzun dördüncü senesini kutlar, sizi de böyle eğitici içerikler ürettiğiniz için tebrik ederim. 2020 yılında Finansal Özgürlük (FI) kavramının Türkiye’de var olup olmadığını araştırırken ilk sizinle karşılaştım. Finansal gelişiminizi izlemek benim açımdan hep ilham verici oldu. Bu nedenle emekleriniz için çok teşekkür ederim.
Bu yazınıza sürekli dönüp dönüp duruyorum. Anlamaya çalışıyorum. Yorumları okuyorum. Vaktinizi çalmadan kısa bir soru sormak isterim:
Bildiğiniz gibi şu an Borsa İstanbul rekordan rekora koşuyor. Herkes de peşinden. Gerçi siz Borsa İstanbul’dan çıktınız, biliyorum.
Bir çok yatırım şirketinin hisse senedi yoğun fonları var. Kimisi aylık %30-20 getiriyor. Dolar bazı aylık (3ay ya da 6 ay ) ve senelik (1 sene ya da 3 sene ya da 5 sene) getirileri yüksek gibi duruyor. Evet, bunun böyle gitmesi imkansız.
TEFAS’taki verilerin net getiri oranları olduğu bilgisini iki aracı kurumu arayarak teyit aldım. Bunu göz önünde bulundurduğumuzda, sizin simülasyonunuz hala geçerli midir? Yani bazı fonlar var ki son 3-4 ayda dolar bazında müthiş getiriler yazmış. Çevremde bir çok insan hisse senedi alma riskine girmek yerine fonlara yöneliyor. Bir tür delirum hali. MAC adında bir hisse senedi fonu var. Şeffaf bir şekilde fon getirilerini paylaşıyorlar. Yönetim ücreti 1.75%. Her ne kadar fon künyesinde öyle yazsa da, kurumu arayıp sordum. Giderler, şunlar, bunlarla bu 2.9% buluyormuş (zaten devletin belirlediği azami fon yönetim ücreti 3.65%). 2014-2021 yılları arasında dolar bazlı net getirisi 4%lerde. Amacım bu fonu size sormak değil. Örnek vermek için yazdım. Bu fon, TEFAS’ta en yüksek getirili, iyi performans gösteren fonlardan biri. Biliyorum cevap vermesi zor olabilir ama: bunun nedeni yönetim ücretleri ile ilişkilendirilebilir mi?
Kusura bakmayın kısa olsun istedim. Ama olmadı.
Şimdiden yanıtınız için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla;
Merhaba Nesrin Hanım;
Güzel sözleriniz için teşekkür ederim. Getiri oranları net olsa da eğer yönetim ücretleri çok yüksekse ve sizde 15-20 yıl vadeli yatırım yapacaksanız maalesef simülasyonun sonuçları geçerli. Bununla birlikte kısa ve orta vadede yatırım yapacaksanız büyük bir kayıp yaşamazsınız. Borsa İstanbul’daki çılgınlık halinden ben de muzdaribim. Alakasız bir sürü insandan 5’e 10’a katlayan hisse önerileri dinlemek zorunda kaldım. Bu arkadaşlara bol kazançlarının devamını diliyorum. Selamlar.